Mesajı Okuyun
Old 23-10-2005, 13:27   #3
isfen

 
Varsayılan

Genel Ahlâk kavrami yerine etik kavramini esas alirsak, bu konuda baska bir forumda aktarmis oldugum yüzeysel düsüncelerimi burada da sizinle paylasabilirim:
Hukuk ile etik'in ayrilmasi Avrupa tarihinde Aydinlik Cagi'ni sahikasina cikarttigi kadar, bir o kadar da -
bilhassa aklin konumuna iliskin olarak - elestirel bir yaklasim getiren Kant'a
dayanmaktadir. Kant'a göre moral degerleri ile hukuk degerlerini birbirlerinden
ayirmak gereklidir. Moral degerleri hukuk vasitasiyla hayata gecirilemeyecektir;
moralin özünde insanin kendi varligi yatmaktadir ve bu konumda hukuk bir arac
olarak kullanilmayacaktir. Tabii ki bu noktada neyin moral degerleri ve neyin
hukuk düzenlemesi oldugunun belirlenmesi gerekmektedir. Bir örnek vermek
gerekirse: ahde vefa, bir moral degeridir. Insanlar verdikleri sözleri
tutmazlarsa, toplum hayati zorlasir ve insanlar arasi güven azalir. Ayni sekilde
insan yapmis oldugu bir sözlesmeye sadik kalmasi gerekir. Ama bir kisinin
verdigi sözü tutmamasi durumunda, herhangi bir yaptirim öngörülmemektedir. Bu
kisiyi cezalandiran, toplumdur. Sözlesmeyi yerine getirmeyen kisi icin
(dolandiricilik, sahtekarlik durumlari haric) herhangi bir cezai yaptirim söz
konusu degildir. Ama insan sözlesme yaparak, sadece söz verme asamasini astigi
icin,özel hukuk yaptirimlari devreye gecer (tazminat). Bu örneklerden de
anlasilacagi üzere, insanlarin bir arada yasamalari icin gerekli olan degerlerin
pozitif olarak hukuk potasina sokulmasiyla, moral degerlerinden ayri bir konuma
ulasilmaktadir ve bu noktada can yakici yaptirimlar mümkündür. Ancak moral
degerleri, pozitif hukuk kisvesine girmedikce (ki, hangi moral degerlerinin
hukuk potasina sokulabilecegi tartisilir ve hukukun alanina göre de
degisebilir; örnegin eskiden spor ahlâkina aykirilik olrak nitelendirilen doping artik bircok ülkede sadece disiplin hukunun degil, ayni zamanda ceza hukukunun da konusu olmaya baslamistir), sadece hukukun (genis) genel kavramlari dahilinde (örnegin ahlaka
aykirilik, kamu düzenine aykirilik vs) göz önünde bulundurulacaktir. Sadece ve
sadece bu genel kavramlara yer verildigi yerlerde, hukukun müsbet olarak yapmis
oldugu bir düzenlemede, etik degerlere göre bir ayarlama mümkün olabilecektir.
Ancak bu noktada da unutulmamasi gereken bir sey vardir ki, kanun koyucu cogu
zaman, yapmis oldugu somut bir düzenlemeyle, birbirleriyle catisan menfaatler
arasinda tartma yapip, halkin kendisine vermis oldugu demokratik mesruiyetle bir
karar verir ve bu karar, bahsedilen etik degerler bazinda ayarlamada muhakkak
dikkate alinacaktir. Yani hukukun vermis oldugu bir karari genel etik anlayisla
her halükarda düzeltmek kural olarak mümkün degildir ve böyle bir anlayis
demokratik sistemle de bagdasmaz. Kanunlarin sebebiyet verdigi adaletsizligin
gidirilmesi icin ilk ve öncelikli adres, meclistir.

Saygilarimla
Osman Isfen