Mesajı Okuyun
Old 31-08-2010, 10:45   #6
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan e_ayaz
Sayın avukatlar, verdiğiniz bilgiler için teşekkürlerimi sunarım.Bu davayı açmanın hiç mantıklı olmadığını anladım.
Yine de aklıma takıldığı için sormak istiyorum.Şirkete kredi verildiği dönemde, müvekkile karşı kendi şahsi borçlarından dolayı birçok kurumdan icra takibi yapılmaktadır.Bu durumda bankanın müvekkilin kefaletini geçerli kabul etmesi haklı mıdır?
Sn. e_ayaz;

İlk mesajınızla ilgili olarak, Suat Bey ve Saim Bey'in yazdıklarının tamamına katıldığımı öncelikle belirtmek isterim. İkinci mesajınız için ise krediye kefil olmak isteyen bir kişinin kefaletini kabul edip etmeme özgürlüğü bankadadır. Sözünü ettiğiniz husus, bankayı değil olsa olsa (diğer şartlar da varsa) banka görevlisini sorumluluk altına sokar ki bu da yalnızca cezai bir sorumluluktur. Ve Sn. Suat Ergin'in belirttiği gibi sorumluluk sadece banka görevlisi ile sınırlı kalmayacaktır. Kendi isteği ile imza atmış ise sonuçlarına da katlanması gerekmez mi?

Fakat her şeyden önce, kredi sözleşmesi bir özel hukuk sözleşmesidir ve hükümsüzlüğünün sağlanması Borçlar Kanunu'nda belirtilen şartlara bağlıdır (hata, hile, ikrah vs.). Fakat ben, "Kefil, imza atmazdan evvel başka borçları nedeniyle takibe uğramış ise bu kefilin imzaladığı sözleşme hükümsüzdür" diye bir düzenleme hatırlamıyorum.

Saygılarımla...