Mesajı Okuyun
Old 22-03-2009, 21:52   #3
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

Yapılan kira sözleşmesi hakkında biraz daha fazla bilgi verilirse, konuyu belki başka yönleri itibarıyla da değerlendirme imkanı olabilir.

Kira bedelini ödemede temerrüt sebebiyle tahliye davası, sözleşmenin geçersizliği sebebine dayalı olarak red ile sonuçlandığı takdirde, müdahalenin men'i istenebilir durumdadır.

Aşağıya, gerekçesi itibarıyla tartışma konusu olabilecek bir karar ekliyorum.

Saygılarımla.

T.C. YARGITAY
14.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/702
Karar: 2007/1933
Karar Tarihi: 28.02.2007

ÖZET: Kiralama işlemi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından burada bütün paydaşların oybirliği şartı aranmalıdır. Bundan ayrı 1.11.1996 günlü kira sözleşmesi birden çok paydaş varken sadece iştirakçi maliklerin bazıları tarafından yapıldığından geçersizdir. Geçersiz olan bu sözleşme davalıya bir hak sağlamayacağından davacının mülkiyet hakkına dayalı isteminin kabulü yerine orta yerde geçerli bir kira sözleşmesi varmış gibi davanın yazılı olduğu şeklide hükme bağlanması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

(4721 S. K. m. 692, 683) (YİBK 27.11.1946 T. 1943/28 E. 1946/15 K.)

Dava: Davacı tarafından, davalı aleyhine 22.5.2006 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin men'i istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.11.2006 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi istemiyle açılmıştır.

Davalı zamanaşımı savunmasında bulunmuş, taşınmazda sözleşme ile kiracı olduğundan ve tahliye için temerrüt ihtarı da gönderilmediğinden, kira sözleşmesinin biteceği 1.11.2006 tarihine kadar tahliyesi istenemeyeceğinden açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kira ilişkisinin varlığı ve kira süresi dolmadığından davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.

Davalının dayandığı 1.11.1996 başlangıç tarihli kira sözleşmesi davalı ile dava dışı Yaşar, Mustafa ve Mahir Ç. arasında yapılmıştır. Kira sözleşmenin yapıldığı tarihte kiralanan 829 ada 6 parsel tapuda 1/2'şer pay olarak davacı ile kira sözleşmesin yapanların miras bırakanı B. Adanalı adlarına paylı mülkiyet rejimine tabi olarak kayıtlıdır. Görülüyor ki, taşınmaz paylı olarak kayıtlı olduğu halde tüm paydaşların katılımı olmaksızın üstelik elbirliği mülkiyeti maliklerinden bir kısmı tarafından kiralanmıştır.

Kiralama işlemi Türk Medeni Kanunun 692.maddesi uyarınca olağanüstü tasarruflardan sayıldığından burada bütün paydaşların oybirliği şartı aranmalıdır. Bundan ayrı 1.11.1996 günlü kira sözleşmesi birden çok paydaş varken sadece iştirakçi maliklerin bazıları tarafından yapıldığından 27.11.1946 tarih 28/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince geçersizdir. Geçersiz olan bu sözleşme davalıya bir hak sağlamayacağından davacının mülkiyet hakkına dayalı isteminin kabulü yerine orta yerde geçerli bir kira sözleşmesi varmış gibi davanın yazılı olduğu şeklide hükme bağlanması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.02.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları