Mesajı Okuyun
Old 26-11-2014, 16:42   #20
Av. Ali İhsan Suvat

 
Varsayılan

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi temmuz tarihli kararında daha önce HGK'nun verdiği karara atıf yaparak, TİCARİ ŞİRKETLERİN de KAYIP/KAÇAK BEDELİ ile SAYAÇ OKUMA BEDELİNİ iade alabileceğine karar vermiş.

Karar içeriğinden davanın istirdat davası olarak açılmış olduğu anlaşılıyor, ancak içerik hakkında bilgi yok tabi ki, bu yüzden sürecin içinde olan meslektaşlar belki yardımcı olabilir.

T.C YARGITAY
3.Hukuk Dairesi
Esas: 2014 / 3055
Karar: 2014 / 10723
Karar Tarihi: 01.07.2014
İSTİRDAT DAVASI - FATURALARA YANSITILAN KAYIP KAÇAK VE SAYAÇ OKUMA BEDELİNİN HANGİ MİKTARDA OLDUĞUNUN DENETLENEBİLMESİNİN HUKUK DEVLETİNİN VAZGEÇİLMEZİ OLDUĞU - KAYIP KAÇAK TAHAKKUKU UYGULAMASININ YERİNDE OLMADIĞI GEREKÇESİYLE DAVANIN KABULÜ GEREĞİ
ÖZET: Nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, davalının kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
(4628 S. K. m. 4, 12) (YHGK 21.05.2014 T. 2013/7-2454 E. 2014/679 K.)
Dava: Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı kurumun abonesi olduğunu müvekkili kurumdan haksız şekilde kayıp-kaçak bedeli altında toplam 9.554, 99 TL ile 334,30 TL sayaç okuma bedellerinin tahsil edildiğini, müvekkili şirketin bu bedeli aksatmadan düzenli olarak ödediğini belirterek, müvekkilinden haksız şekilde kayıp-kaçak bedeli olarak tahsil edilen 9.554,99 TL ile 334,30 TL sayaç okuma bedeli olmak üzere toplam 9.889,39 TL’nin dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte taraflarına iadesine ayrıca faturada yer alan kayıp-kaçak bedeli ve sayaç okuma bedeli kalemlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahalli Mahkemece; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun bir gereği olarak Türkiye genelinde dağıtım şirketlerinin uygulayacağı Ulusal Elektrik Tarifelerinin EPDK tarafından belirlendiği, EPDK tarafından belirlenerek uygulanan tarifelerin uygulanmasının davacının da dahil olduğu lisans sahibi şirketler bakımından yasal zorunluluk olduğu, lisans sahibi şirketlerin tarifeyi değiştiremeyeceği gibi tarifede yer almayan bir bedeli de tahsil edemeyeceği veya düzenlenen tarifeler kapsamında düzenlenmiş bir bedeli de tahsil etmemek gibi bir davranışta bulunamayacağı, davacı dağıtım şirketinin tarifeleri uygulayıp uygulamama gibi bir inisiyatifinin mevcut olmadığı, tarifelere uyma yükümlülüğünün bir gereği olarak dava konusu edilen bedellerin perakende satış tarifesinin bir unsuru olarak faturalarda yer aldığı, dava konusu edilen bedellerin belirlenmesi için alınan kurul kararının EPDK’nun bir düzenleyici işlemi olarak tüm tüzel ve gerçek kişileri bağlayacağı, dağıtım şirketlerinden kurul kararlarına aykırılık teşkil edecek herhangi bir işlemde bulunamayacaklarını, buna göre davacı tarafından 4628 sayılı Kanun hükümlerine dayanılarak davacı tüketicinin elektrik tüketim bedeli faturalarına yansıtılan dava konusu bedellerin mevcut yasal düzenlemelere aykırı bir yönü bulunmadığını, 4628 sayılı Kanunun 6352 sayılı Yasanın 64. maddesi ile değiştirilen 12.maddesinde kurulun yaptırım kararlarına karşı yetkili idare mahkemesinde dava açılabileceğini, kurul kararlarına karşı açılan her davanın öncelikli işlerden sayılacağını hükme bağlandığını, bu hüküm çerçevesinde kurul kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmanın her zaman mümkün olduğunu, ancak tarifeye ilişkin kurul kararlarının iptal edilmediği sürece geçerliliğini koruduğu da göz önüne alınarak davacının davasının reddine karar verilmiştir.

Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; davalı kurumun abonelerinden dolayısıyla kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli isteyip istemeyeceği; buradan varılacak sonuca göre de davalının davacıdan tahsil ettiği kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedellerinin iade edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Davacı ile davalı arasında elektrik satışına ilişkin abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından davacıdan kayıp-kaçak ve saat okuma bedeli tahakkuk ettirildiği ve tahsil edildiği hususunda tartışma bulunmamaktadır.
Kayıp-kaçak miktarı, dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı göstermektedir. Kayıp-kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
Davacı kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden, tüketiciye ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksikliği kayıp bedeli olarak; enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtılmaktadır.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4.maddesinin 1.fıkrasında, bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2.fıkrasında ise, “Kurum, tüzel kişilerin yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tanımlayan Kurul onaylı lisansların verilmesinden, işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu Kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden, piyasa performansının izlenmesinden, performans standartlarının ve dağıtım müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından, tadilinden ve uygulattırılmasından, denetlenmesinden, bu Kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu Kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur…” hükümlerine yer verilmiştir.
Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verilmiştir.
Bu maddede de anlatılmak istenen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyatlandırma unsuru belirleme yetkisi ve görevi vermediği açıktır.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’i yayımlanmış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli adı altında bir bedel tahsil etmişlerdir.
Ancak yukarıda açıklandığı üzere tebliğin dayanağı olan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesinde, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp bir başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin (kaçak) kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmamaktadır.
Hem bu hal parasını her halükarda tahsil eden davalı Kurum’un çağın elektrik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olur, yani davalı kendi teknik alt ve üst yapısını yenileme ihtiyacı duymayacağı gibi; elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişilere karşı önlem alma ve takip etmek için gerekli girişimlerde de bulunmasını engeller. Oysa ki elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, belli bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan davalıya aittir.
Bununla birlikte nihai tüketici olan vatandaşın faturalara yansıtılan kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. (Aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarih, 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı ilamı ile de benimsenmiştir.)
Hal böyle olunca mahkemece, yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, davalının kayıp-kaçak ve sayaç okuma bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan yasaklar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince bozulmasına ve peşin alınan temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 01.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)