Mesajı Okuyun
Old 25-11-2019, 10:24   #2
Av. Orhan GÖÇEN

 
Varsayılan

Kıymetli meslektaşım, konuyla ilgili yapmış olduğum küçük bir araştırma sonucunda bulgularımı ve yorumumu aktarmak istiyorum:

Mülkiyeti muhafaza kayıtlı satışın geçerlilik şartlarına uygun yapıldığını varsayıyorum. Biliyorsunuz ki mülkiyeti muhafaza kayıtlı satış akdinde alıcı bedeli ödeyene dek mülkiyet hanesinde değişiklik olmuyor. Bu anlamda zaten bedelin teminatı olarak bu tipte satış yapılıyor. Tarih itibariyle sözleşmenin geçerli ve hüküm doğurduğu aşamada alıcı kişi uygun sınırlar çerçevesinde sözleşme konusu üzerinde tasarrufta bulunurken hukuka aykırı haciz ve yakalama işlemleri araca uygulanmış. Akabinde araç yediemin otoparkına çekilmiş. Sözleşmenin tarafı alıcının bu olayda ilk bakışta hukuki bir sorumluluğunu göremedim. Zira araca haciz ve yakalama işlemlerinin uygulandığı tarih itibariyle halen geçerli bir sözleşme hüküm ve sonuç doğurmaktadır. Şu an itibariyle de aranızdaki sözleşmeden dönüldüğünden ötürü aracı otoparktan sizin çıkartmanız gerektiğini düşünüyorum. Hukuken geçerli bir sözleşmeye ilişkin gereken özeni göstermeksizin ve araştırmada bulunmaksızın işlem yapan icra memurları sebebiyle olay özelinde uğramış olduğunuz kayıp ve masraflar için devlet aleyhine tazmin yoluna gidebilirsiniz. Bu benim yorumumdur.
Otoparkın aracı çıkartmanıza müsaade etmemesi ihtimalinde de başvuracağınız yol olarak istihkak prosedürünü işletmek gerekmektedir diye düşünüyorum. Buna ilişkin Av. Emine BAŞÇI DEVRES'in Mülkiyeti Saklı Tutma Kaydıyla Satış Sözleşmesi Ve Uygulaması isimli makalesinden işinize yarayacağını düşündüğüm iki adet Yargıtay Kararı alıntılamak istiyorum;

-Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 23 Şubat 2004 tarih ve 2004/1284 Esas – 2004/1867 Karar sayılı ilamından:
“Yasanın aradığı koşulları taşıyan mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinde mülkiyet satıcı üzerinde kalır ve alıcıya geçmez. Alıcı ancak satış bedelinin tamamını ödedikten sonra malın sahibi olur. Bu nedenle mülkiyeti saklı tutma sözleşmesiyle yapılan satışta mal üzerinde ayni hakkı bulunan satıcının istihkak davası açma hakkı vardır.”

-Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 15 Kasım 2005 tarih ve 2005/11333 Esas – 2005/11602 Karar sayılı bir başka kararında da satıcının istihkak talebi değerlendirilmiş ve “Dava üçüncü kişinin (yani satıcının) istihkak iddiasına ilişkindir. Davacı, ihtilaf konusu taşınmazı mülkiyeti muhafazalı olarak borçluya sattığını, mülkiyetin henüz borçluya geçmediğini iddia ederek haczin kaldırılması talep etmiştir. Mülkiyeti muhafazalı satışlarda ancak satış bedelinin tamamı ödendikten sonra mülkiyet alıcıya geçer. Somut olayda, satış bedelinin ödendiği iddia ve ispat edilmemiştir. Açıklanan hususlar göz önünde tutularak davanın kabulü gerekirken aksi düşünce ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır” şeklinde karar tesis edilmiştir.

İyi çalışmalar dilerim...