Mesajı Okuyun
Old 26-10-2009, 12:22   #10
Av.Rıdvan Ergün

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Gül Okutan NILSSON, kitabının 79. sayfasında aynen (kelimesi kelimesine) şunu diyor:

"Pay sahipleri sözleşmesi, tek taraflı veya iki taraflı sözleşme olarak ortaya çıkabileceği gibi, bir ortaklı sözleşmesi -adi ortaklık- olarak da ortaya çıkabilir."

Görüldüğü üzere, her pay sahipleri sözleşmesi adi ortaklık sözleşmesidir demiyor. Duruma göre, pay sahipleri sözleşmesi bir ortaklık sözleşmesi -adi ortaklık- da olabilir diyor.
Tamam işte şimdi anlaşacağımız noktayı bulduk. Pay Sahipleri Sözleşmesi ile ortaya çıkan Adi Ortaklıkta, ortaklar arasında kanundan doğan güven ve vekalet ilişkisi söz konusu olacağına dair BK 530 ve HGK 10.4.1991 1991/13-76 E 1991/199 K .sayılı ilamı doğrultusunda, "Bir Adi Ortaklık ilişkisinde idareci ortağın ortaklığın amacını gerçekleştirmek üzere kendi adına bir taşınmaz satın alması halinde, idareci ortak ile diğer ortaklar arasındaki ilişkiler BK 530/f.1 uyarınca vekâlet hükümleri çerçevesinde düzenlenecektir. Vekile, müvekkili adına taşınmaz mal edinme borcu yükleyen vekâlet sözleşmesi ise, BK'da şekle bağlı tutulmamıştır" hükmü çerçevesinde kendime hukuki çıkış bulabiliyorum.
Hülasa: Adi Ortaklıktaki Vekalet ilişkisine dair HGK kararındaki hususu doğrudan Ananom Ortakları Pay Sahipleri arasındaki ilişki ile bağlantılandıran bir Yargıtay bulabilir miyim diye araştırıyorum.
İlgi ve yorumlarınız için teşekkür ederim.