sanırım eksik ve yanlış anlatıyorum. 2005 tarihli bir genelge ile yabancılarla yapıacak görüşmelerde tercüman kullanılmasına ve bu tercümanlara ayrılacak özel bir ödenekten ödeme yapılmasına karar veriliyor. tercümanlıklarda gizli bilgi mahiyeti taşıyabilecek hususların dışarı sızmaması ve daha az para ödenmesi adına mümkün olduğunca kurum içi personel kullanılması kararlaştırılıyor. yine 2010 tarihli bir genelge ile aynı yönde karar alınarak ücretlerde yükseltme ve gerektiğinde dışarıdan tercüman alınmasına karar veriliyor.

müvekkil 2010 yılı eylül ayında valiliğin içişleri bakanlığına teklifi ve iş içleri bakanlığının oluru ile tercümanlık görevine başlıyor. 2011 yılı mayıs ayında müvekkilin görevlendirildiği 200 görüşmenin ücretinin ödenmesi için il emniyet müdürlüğü tarafından ikmal şube müdürlüğüne yazı yazılıyor. içişleri bakanlığının 2011 yılı ağustos ayı yazısında 657 sayılı yasanın 146/2. maddesi gerekçe gösterilerek ödeme yapılmayacağı cevabı veriliyor.

süreyi kesmek adına bakanlığa işlemin kaldırılması ve yeniden işlem tesis edilmesi için başvuru yaptık. henüz müvekkilin alacakları zamanaşımına uğramadı.

2011 yılı mayıs ayında tüm alacaklar aynı anda tahakkuk ettirilmiştir. bu sebeple zamanaşımının o tarihten başlaması gerektiği kanattindeyim. bu halde tüm alacaklar için tek bir dava açabileceğimizi düşünmekle birlikte her bir tercümanlık hizmetinin yapıldığı tarihte zamanaşımı başlayacağı düşünülürse herbir alacak için ayrı ayrı dava açmak gerekir mi ?