Sayın Av. Aykut Toklu,

Dava açarken de aynı mantık söz konusu değil mi? Diyelim bir kişi kapıyı kırıp boş evinizi işgal etti. Dava açıp, harç ödeyip, bilirkişi masrafı yatırıp, heyeti keşfe götürmek için masraf yaptığınızda bunların hepsine başlangıçta davacı olarak siz katlanıyrsunuz. İcra işlemlerinde de tüm masrafları öncelikle alacaklı olarak siz yapacaksınız, daha sonra borçluya rücu edeceksiniz, usul bu şekilde.

Eşyaları keyfinize göre kapının önüne koymanız da mümkün değil. Borçluyu (veya 26. maddede belirtilen kişilerden birini) o sırada orada bulabilirsiniz, kendisine teslim ederek tahliye edebilirsiniz ancak bulamazsanız, o zaman tüm masrafları başlangıçta siz üstlenerek eşyaları yediemine teslim etmek zorundasınız. İcra İflas Kanunu 26. maddeyi okumanızı öneririm:
http://www.turkhukuksitesi.com/mevzuat.php?mid=6207

Eşyaları doğrudan haczettiğiniz zaman da sizin açınızdan değişen birşey olmuyor, sizin olayınızda tahliyeyi sağlamak için muhafaza yapıp yine yediemine götürmek zorunda kalacaksınız. Dolayısıyla aynı masrafları yine yapacaksınız.

Tahliye işlerinde bu tip alacakların çoğu kez ikincil hedef olduğunu belirtmeliyim. Çoğu kez amaç "tahliyeyi sağlamak" ve anahtarları almaktır, arada yapılan masraflar üzerinizde kalsa dahi tahliyeyi sağladıysanız bu başarıdır.