Mesajı Okuyun
Old 07-05-2009, 17:40   #1
Av. Şevket KORKUT

 
Varsayılan Kadastro Kanunu'nun değişik 12. maddesi; 2/B şerhinin terkini

Öncelikle herkesi selamlarım...
Forumda açtığım ilk konu olduğundan eğer konuyu yanlış yere açtıysam özür diler, forum yöneticilerinden gereğinin yapılmasını dilerim...

Kısaca olayı anlatayım;


İhtilaf konusu taşınmaz 1997 yılında 3573 sayılı yasa kapsamında 20.000 m2 lik zeytinlik olarak müvekkil adına tapuya tescil edilmiştir.

Söz konusu taşınmaz hakkında 1944 yılında yapılıp kesinleşen Orman Kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra bu yer 3573 sayılı yasa kapsamında 20.000 m2 lik zeytinlik olarak ifraz edilerek tüm şerhlerden ari şekilde müvekkil adına tapuya tescil edilmiştir.


Söz konusu taşınmaz 1952 tarihinde 57000 m2 olarak başka bir şahıs adına zeytinlik olarak tescil edilmiş, 1957 yılında 37000 m2 ve 20000 m2 lik kısımlara ifraz edilmiştir.

Daha sonra 1999 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B çalışmaları ile söz konusu taşınmazların kısmen orman tahdidine kısmen 2/B uygulamasına girdiği tespit edilmiş, taşınmazlara parsel numarası verilerek, 3402 sy.lı yasanın 22/son fıkrası uyarınca aktarama amacıyla tutanak düzenlenmeden, sınırlandırılarak sadece ada ve parsel numaralarının verilmesi işlemi yapılmıştır.

Müvekkil 2/B şerhi nedeniyle satamadığı taşınmazı üzerinden bu şerhin terkinini istemektedir.


Şimdi;

2009 yılbaşı itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanununda yapılan değişiklik kapsamında kanunun 12. maddesine eklenen hüküm bağlamında bu olayı değerlendirme imkanı var mıdır?
Değişiklik ile maddeye eklenen cümle maddede belirtilen hak düşürücü sürelerin devlet için de geçerli olduğunu düzenlemektedir. Değişikliğin gerekçesinde ise '12.maddenin üçüncü fıkrasına eklenen hükümle; tapu kütüğündeki tesçile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması; dava açma hakkına getirilen 10 yıllık hak düşürücü süre sınırlamasının hakka yönelik olmadığı da dikkate alınarak Anayasa'da öngörülen eşitlik ilkesi gereğince özel mülkiyet ve kamu mülkiyeti ayrımı yapılmaksızın, gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri yanında kamu tüzel kişiliğinin de bu sürece tabi olması, Türk Medeni Kanununda öngörülen tapuya güven ilkesini uygulanamaz hale getiren ve Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin Ek 1 numaralı protokolünün 1.maddesine aykırılık oluşturan uygulamanın ortadan kaldırılması ve farklı yorumlar yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır.' denilmektedir.

Anlatmaya çalıştığım olayda Tapu Sicilinden 2/B şerhinin terkinini sağlamak amacıyla söz konusu değişik maddeye dayanıp dayanamayacağımızın değerlendirilmesi, var sa başkaca mevzuat kapsamında da ortaya atılacak fikirlerin öğrenilmesini arzu etmekteyim...



Değerli görüşleriniz için şimdiden çok teşekkür ederim...