Mesajı Okuyun
Old 01-01-2008, 18:34   #2
Kadir COŞKUN

 
Varsayılan

Sayın Eroğlu, aşağıdaki karar size yol gösterir diye düşünüyorum.
Kolay gelsin...




T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi

Esas : 2002/1812
Karar : 2002/2013
Tarih : 21.03.2002

ÖZET : 1 - Ortaklığın giderilmesi davalarında taksim istenmesi halinde, dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele alınarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taksimde, her bir taşınmazın pay ve paydaş durumuna, arazinin verim niteliğine göre taksimin mümkün olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekir.

2 - Taksim mümkünse fen bilirkişisine taksim projesi düzenlettirilir. Taşınmaz Belediye ve mücavir alan hudutları içinde ise taksim projesi eklenerek Belediye´den imar kanunu ve yönetmeliği uyarınca bu taksime imkan olup olmadığı sorulur; taşınmaz Belediye ve mücavir alan dışındaysa, aynı husus İl İdare Kurulundan sorularak saptanır.

(743 sayılı MK. m. 628, 629, 631) (4721 sayılı MK. m. 698, 699)

KARAR METNİ :
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda gün ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan Naci K. tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme taksim suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm davalılardan Naci K. tarafından temyiz olunmuştur.

Ortaklığın giderilmesi davalarında taksim istenmesi halinde dava konusu her taşınmazın ayrı ayrı ele alınarak pay ve paydaş durumuna göre taksimin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Paydaşlar muvafakat etmediği takdirde taşınmazın bir kesimi paydaşlar arasında paylı "müşa" bırakılamaz. Davada sulh vaki olmadığı sürece bir kısım taşınmazların bazı paydaşlara diğerlerinin sair paydaşlara verilmesi biçiminde re´sen taksime gitmek mümkün değildir. Taksimde her bir taşınmazın pay ve paydaş durumuna arazinin verim niteliğine göre taksimin mümkün olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanması gerekir. Payların denkleştirilmesi için ivaz ilavesi icap ediyorsa onunda bilirkişilerin raporunda belirtilmesi gerekir. Taksim mümkünse fen ehline taksim projesi düzenlettirilir. Taşınmaz Belediye ve mücavir alan hudutları içinde ise taksim projesi eklenerek Belediye´den imar kanunu ve yönetmeliği uyarınca bu taksime imkan olup olmadığı sorulur, taşınmaz Belediye ve mücavir alan dışındaysa aynı husus İl İdare Kurulundan sorularak saptanır. Taksim tarzında yani taksim projesindeki bölümlerin hangi paydaşa verileceği konusunda taraflar anlaşamazlarsa mahkeme huzurunda kura çekilerek hangi kesimin hangi paydaşa verileceği belirlenir.

Olayımızdaavaya konu edilen taşınmazın müşterek mülkiyet halinde bulunması sebebiyle anlaşma sureti ile aynen taksimine karar verilmesi mümkün değildir. Ancak mahallinde yapılan keşif sonucu tanzim olunacak krokide taksimin mümkün olduğu belirtildikten sonra onay makamının görüşünün alınması gerekir. Yapılan keşif hükme yeterli değildir. Bu bakımdan yukarıdaki esaslara göre yeniden mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken noksan inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazın bir kısmının yola terk edilmesi konusunda tarafların tümünün beyanlarının alınmamış olması da hatalı olmuştur.

Hüküm bu sebeple bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeple temyiz itirazlarının kabulü ile H.U.M.K.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA ve istem halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 21.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak : Corpus