Mesajı Okuyun
Old 04-05-2009, 10:04   #10
Av. Seda Üstün Tuğ

 
Varsayılan

8 mart dünya kadınlar günü dolayısıyla okuduğum şehrin yerel bir kanalında tv programı yaptık,ülkemizde kadınlarımızın neden erkeklere oranla daha pasif olduğunu tartıştık.benim araştırdığım konulardan birise kadının ülkemiz siyasetindeki yeriydi.sayın görkem ve hekimbaşı yazdıklarında haklılar kendi çaplarında.her ne kadar birbirilerini desteklemeselerde.benim görüşüme göreyse kota sistemi bir yere kadar uygulanmalıdır;çünkü sınır aşıldıktan sonra kota sistemi uyuşukluğa ve hep bir beklentiye neden olacaktır.ister istemez kadınlarımızı tekrar pasifleştirecektir.ancak kadınlarımızı aktif siyasete sokabilmek için kota sistemini benimsemek oldukça yararlı olacaktır.fakat bunun süreli olması gerekir.belirli süreler için kullanılacak bir sistem olmalıdır.öte yandan kadınlarımızın siyasette yer alamamasının arkasında daha birçok neden olduğunu düşünmekteyim.örneğin siyasi partilerin kadın kollarının yaptıkları eylemler sosyalbir faaliyet olarak görülmekte;siyasi bir faaliyet olarak görülmemektedir.siyaset erilken,sosyallik dişil olarak algılanmaktadır.işte yanılgı burada başlamaktadır.ayrıca bütün kadın mülletvekillerimizi kastettmeyerek söylüyorum;ama siyasi faaliyetler için de yer alan bayanlarımızın birçoğunun maddi imkanı çok fazla veya arkalarında önemli destekçileri var.ya bir yönetici eşi ya da bunların akrabaları oluyorlar.bu da yanlış bir alışkanlıktır bana göre.eğitim seviyesini yükseleterek ve kadınlarımızı cesaretlendirerek onların siyasal katılımını artırmalıyız.mesela bazı avrupa ülkelerinde uygulanan fermuar sistemini kendi ülkemizde uygulasak sizce kadınlarımızın meclisteki sayısını biraz olsun artıramaz mıyız?bunların hepsi elbetteki alternatif yöntemlerdir.ülkemizde kadınlarımızın üzerindeoldukça fazla yük vardır.biraz da gelenekleşmiş yapıdan dolayı.bu nedenle siyasi faaliyetler için öncelikle kadınlarımıza zaman verilmeli..yani onların yükünü azaltacak şekilde zaman tanınmalı ve 'kadın işi';'erkek işi' ayrımını ortadan kaldırmamız gerekmektedir.bu konu üzücü olduğu kadar zordur da.haklarını sadece 8 martta hatırlayan kadınlar olarak,daha çok yazar,konuşuruz;ama cesaretlenmediğimiz ve her şeyi yapacak gücümüzün olduğunu fark edemediğimiz sürece sınırlarımızı zorlayamayız...unutmamak gerekir ki hemen hemen her toplumu değiştirenlerin başında kadınlar gelir.çoğu devrim hareketleri kadınların öncülüğünde ortaya çıkmıştır.çoğu eylemler kadınların buluşlarıdır(molotof kokteyli,zincire bağlanmalar)birçok savaşın seyrini değiştirmeye yardımcı olmuşlardır(nene hatun).bizde güç vardır ve bizi durduranlar aslında ne toplum,ne gelenekler ne de erkeklerdirbizi durduran ve yine yolumuzu kesenler sadece bizleriz..korkaklığımız..