Mesajı Okuyun
Old 23-12-2009, 10:54   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
17.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/4918
Karar: 2004/9901
Karar Tarihi: 23.09.2004

TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU - HACİZ SIRASINDA BULUNULAN ÖDEME TAAHHÜDÜNDE BORÇ MİKTARININ TÜM FERİLERİYLE BİRLİKTE HESAPLANIP RAKAMSAL OLARAK AÇIKÇA GÖSTERİLMEMESİ - TAAHHÜDÜN HUKUKEN GEÇERLİ OLMADIĞI - ATILI SUÇUN OLUŞMADIĞI

ÖZET: Haciz sırasında bulunulan ödeme taahhüdünde borç miktarının tüm ferileriyle birlikte hesaplanıp rakamsal olarak açıkça gösterilmemesi nedeniyle taahhüdün hukuken geçerli olmadığı, böylece atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması, bozmayı gerektirmiştir.

(2004 S. K. m. 340, 354) (YCGK 20.02.2001 T. 2001/8-19 E. 2001/26 K.)

Dava: Taahhüdü İhlalden sanıklar U... T... ve M... A...'in yapılan yargılamaları sonunda; İİK.nun 340. maddesi uyarınca 1'er ay hafif hapis cezasıyla hükümlülüklerine dair Bakırköy 2. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 6.11.2003 gün ve 2260 esas 3482 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile 14.4.2004 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü:

Karar: Kendilerine ödeme emri tebliğ edilen borçlu şirket yetkililerinin aynı tarihte yapılan ihtiyati haciz sırasında ödeme taahhüdünde bulunmadan önce lehlerine işleyecek sürelerden vazgeçtiklerini beyan ettiklerinin anlaşılması karşısında tebliğnamedeki 2 nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Ancak,

1- Ceza Genel Kurulunun 2001/8-19 esas, 2001/26 karar sayılı ve 20.2.2001 günlü kararında da belirtildiği üzere, haciz sırasında bulunulan ödeme taahhüdünde borç miktarının tüm ferileriyle birlikte hesaplanıp rakamsal olarak açıkça gösterilmemesi nedeniyle taahhüdün hukuken geçerli olmadığı, böylece atılı suçun oluşmadığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması,

2- Sanıklar vekilinin dosyayı inceleyip beyanda bulunmak üzere mehil istediği gözetilmeden, yargılamaya son verilerek yazılı biçimde hüküm kurulması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,

3- Kabule göre de; Hükümden önce 30.7.2003 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4949 Sayılı Kanunun 103.maddesi uyarınca İİK.nun 354. maddesinin 2.fıkrasının yürürlükten kaldırılmış olduğu gözetilmeden, hükümde <sanığın temyizi üzerine mahkumiyet kararının onanmasından sonra ödeme veya vazgeçme halinde cezanın yarısının infaz edileceği> ihtaratına yer verilmesi,

Sonuç: Bozmayı gerektirmiş sanıklar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 23.09.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları