Mesajı Okuyun
Old 17-12-2008, 18:19   #6
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Sayın av.arpay,

Ödeme emirleri müvekkilinizin şahsı adına mı düzenlenmiş, yoksa şirket adına düzenlenerek müvekkilinize mi tebliğ edilmiş?

Eğer Ödeme emirleri müvekkilinizin şahsı adına düzenlenmiş ise; Sayın Korayoz'un da alıntıladığı vb. pek çok Danıştay kararından da görüleceği üzere;

01. Öncelikle, idarece, söz konusu borç temsil edilen şirketin mal varlığından aranılmalıydı. Ancak şirketin mal varlığından "tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması" üzerine kanuni temsilcisinden aranması gerekir idi.

02. Dava konusu borcun doğduğu (bazı görüşlere -kararlara göre- tahsil edilebilir aşamaya geldiği tarihteki kanuni temsilcisinden aranması, 6183 sayılı AATUHK'nun mük. 35. maddesince mümkündür. Bu tarihte kanuni temsilci olanın, borcun doğumundan haberdar olmaması düşünülemez.

03. Ancak, devir sözleşmesinde, devir tarihindeki mevcut borçların da devredildiği şeklinde açık bir şerh ile, müvekkilinizin devredenlere rücu hakkı doğabilecektir.

04. Usulsüzlük cezası demişsiniz, sanırım usulsüzlük değil de özel usulsüzlük cezası olacak idi.

05. Eğer usulsüzlük cezası ise,VERGİ USUL KANUNU'nun 374/2. uyarınca 2 yıl içinde kesilmeyen ve tebliğ edilmeyen usulsüzlük cezaları zaman aşımına uğramıştır.