Mesajı Okuyun
Old 25-03-2010, 18:42   #25
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Bu konuda herkesin affına sığınarak iki küçük anektod eklemek istiyorum.Birincisi 11 yıl öncesine ait.O sıralar 2 aylık avukatım ve müvekkil adına bir eczaneye hacze gittim , eczacı benim yaşlarımda ve benim hangi sebeple icra mahallinde olduğumu öğrenince ağlamaya başladı , yeni evli olduğunu ve ilaçlarını haczedip muhafazaya alırsam evine ekmek götüremeyeceğini , karısına hangi yüzle bakacağını falan söyledi , tabi v.s. bir sürü şey ; ben de etkiledim ve haciz yapmadım ancak genç eczacıya ; ilaçları , tezgahın altına indirmesini çünkü işverenimin asla tölerans gösterecek biri olmadığını ve benim de ona haczi kabil mal bulunmadığını söyleyeceğimi belirttim.3 gün sonra bir markette karşılaştığım genç eczacı beni görünce ; ' hehehe sen gerçekten avukat mısın 'dedi ! İkinci durum ise dün yaşandı.Geçen hafta bir müvekkil yüksek meblağlı bir alacak davası açmam için gerekli evrakları ve masrafı gönderdi bana.Evrakların elime ulaşmasından 2 saat sonra da şirket müdürü beni arayarak dava dilekçesini ve masraf makbuzunu fakslamamı istedi.Ben de müdüre haddi olmadığını söyledim.Bunun üzerine şirkette düzenli olarak yer alan avukatları kalkıp adliyeye giderek tevziiden davanın açılıp açılmadığını araştırmış ve şirkete ; avukat sizi dolandırıyor , davanızı açmamış demiş.Gördüğününz üzere 3 avukat türü var ; birincisi ağlayana ağlayan avukat , ikincisi başka avukatların açtığı davaların kalemde ya da tevziide takibini yapan avukat , üçüncüsü ise avukat olmuş avukat.