Mesajı Okuyun
Old 31-12-2012, 16:16   #5
olgu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Özgür Kınay
Konu eskimiş ancak yine de bilgi açısından (Google'da bazı kelimelerle aratınca bu konu çıkıyor):


-İlamsız takiplerde her türlü itirazın yasal 7 günlük itiraz süresi içinde icra dairesine yapılması gerektiğinden, borca, faize ve ferilerine icra dairesine başvurarak itiraz etmiş olan borçlunun, ayrıca yetki itirazını da icra dairesine bildirmemiş olması halinde takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisinin kesinleşmiş olacağı-

Borçlular hakkında Üsküdar 3. İcra Dairesinin 2006/2994 sayılı dosyası ile ilamsız takip yapılmaktadır. İİK’.nun 62/1. maddesine göre ilamsız takipte her türlü itirazın yasal yedi günlük itiraz süresi içinde icra dairesine yapılması gerekir. Nitekim, borçluların 27.3.2006 tarihinde icra dairesi nezdinde borca, faize ve ferilere itiraz ettikleri görülmektedir. Anılan dilekçe de ^etki itirazında bulunulmadığından Üsküdar İcra Dairesinin yetkisi kesinleşmiştir.


Açıklanan nedenlerle itirazın reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek itirazın yazılı şekilde kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.I.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA)…

12. HD. 23.11.2006 T. E:18600, K:21975

Karar 12. Daire'nin olduğuna göre dava konusu itirazın iptali değil, itirazın kaldırılması olduğunu düşünüyorum.

İtirazın iptalinde yetki hususunda Yargıtay dairelerinin farklı görüşleri mevcut. kimi icra dairesinde yetki itirazında bulunulmazsa o yer yetkili hale gelir, itirazın iptali davasıda icra takibinin bulunduğu yer mahkemesinde bakılır dese de, kimi daireler kanunda yetkili olduğu düzenlenmeyen mahkeme sırf takip açıldı diye yetkili olmaz. İtirazın iptali davasında da yetkisizlik iddiası ileri sürülebilir demekte.

Davanın daha sonra Yargıtay dairesine gideceğine göre yetki durumu değşiklik göstermekte...