Mesajı Okuyun
Old 11-03-2008, 16:27   #11
Av.Nur Hayat BURAN

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/4762

K. 2005/33799

T. 18.10.2005

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
KARAR : Davacı,1.2.1999 tarihinde işe girerek çalışmaya başladığını 30.12.2003 tarihinde iş sözleşmesinin sebepsiz olarak işverence feshedildiğinden söz ederek kıdem tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı isteklerinde bulunmuştur.
Davalı taraf davacının tayini çıkması nedeniyle istifa ettiğinden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iş sözleşmenin istifa nedeniyle sona erdiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı 30.12.2003 tarihinde verdiği dilekçesinde hemşire olarak çalışmakta olduğunu tayini nedeniyle görevinden istifa etmek isteğini ifade etmiştir.
İşveren, 8.1.2004 tarihinde ayrılmasının uygun olacağını aynı dilekçeye şerh etmiştir.
Bu durumda; 8.1.2004 tarihine kadar taraflar arasında iş sözleşmenin devam edeceği, başka bir anlatımla da dolaylı bir ihbar süresi tanınarak bu süre içerisinde davacının çalışması öngörülmüştür.
Söz konu dilekçenin davacıyı bağlaması için istifa tarihinin her iki taraf için tereddüte yer vermiyecek açıklıkta olması, iradelerin uyuşumu gerekmektedir.
4857 sayılı İş Kanunun 120. maddesi ile yürürlükte bulunan 1475 sayılı İş Kanun'un 14. maddesi gereğince iş sözleşmesi; kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona ermesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanılır.
Davacı işçi 29.11.2003 tarihinde evlenmiştir. 5.1.2004 tarihli dilekçeyle evlilik nedeniyle işten ayrılmak istediğini işverene bildirmiştir. 14. maddenin bu emredici hükmü karşısında kadın işçi kıdem tazminatına hak kazanır.
İşverenin şarta bağlı olarak işçinin ilk dilekçesini kabulü geçerli bir irade uyuşmasının kanıtı sayılamaz.İşçinin ileriki bir tarihe yönelik bir talebi bulunmamaktadır. Şu durumda 5.1.2004 tarihli dilekçeye üstünlük tanımak gerekir. Çünkü yasa koyucu yasadan doğan hakkı işverenin kabulüne bağlamamıştır.
Kıdem tazminatına hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,18.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.