Mesajı Okuyun
Old 15-02-2007, 15:45   #14
AV. AVCI

 
Varsayılan

Sn. Av. Habibe Yılmaz Kayar,
Öncelikle kan yoluyla bulaşan diğer bulaşıcı hastalıkların çoğunun aşısı mevcut. Çocuklar 2,5 yaşına gelene kadar bu aşıları tamamlanmış oluyor. Örneğin hepatit aşıları çocuk 1 yaşında iken tamamlanmış oluyor. Bu aşılar çocuğu hepatit hastalığına karşı koruyor. Ayrıca bu hastalıkların tedavi olanakları da mümkün. Hiv virüsünün sebep olduğu AIDS hastalığının ise tedavisi ve aşısı henüz yoktur. Bu yönüyle bence hiv virüsü diğer hastalıklardan tamamen ayrı tutulmalıdır.
Ben bir hukukçu olarak çocukların okula kayıtları yapılırken sağlık raporlarının ve aşı karnelerinin mutlaka okul yönetimlerince istenmesi gerektiğini düşünüyorum. Okul yönetimi öğrencilerinden birinin bulaşıcı bir hastalığı olduğunu bu yolla öğrendikten sonra bunu hastalık taşıyıcısı öğrenci ile birlikte öğrenim görecek diğer çocukların ailelerine mutlaka bildirmeli ve aşısı mümkün hastalıklarda diğer çocuklardan aşısı eksik olanların aşılarının yapılmasını sağlamalıdır. Aşısı ve tedavisi mümkün olmayan ve ölümcül hiv virüsü taşıyıcısı bir çocuk tespit edildiğinde yine aileler bilgilendirilmeli ve gerekiyorsa bu çocuk hastalığın bulaşma ve hastalıktan korunma konularında gerekli eğitim ve bilgilendirilmesi tam olarak yapılmış bir öğretmen ve ayrıca bir sağlık personelinin daimi gözetiminde (tabi bu çocuğa hissettirilmeden belki öğretmen yardımcısı vs. gibi bir sıfatla) çocuk okuluna devam edebilmelidir. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki hukukçu olmak herzaman mağduru savunmak değildir bence. Hasta çocuk hastalığı dolayısıyla mağdur olmuş olabilir fakat ben hukukçu olduğum için sadece onun haklarını mı savunmalıyım? Ben çocuktan bu hastalığın bulaşması mümkün olan diğer çocuklarında ileride mağdur olmasını önleyici tedbirleri tabiki talep ederim ve çocuğumu koruma şansım varken sırf bir anne kendi çocuğunun taşıdığı ölümcül hastalıktan diğer çocukların çeşitli ve ölçülü önlemlerle korunmasını tecrit olarak değerlendiriyor diye ona hak veremem. Belki uzun bir cevap oldu ama konuyla ilgisi bakımından başımdan geçen bir olayı da paylaşmak isterim. Annem ilkokul öğretmeni ve yıllar önce ben lise öğrencisi iken teneffüste bir öğrencisi birkaç arkadaşını ısırmış ve bu vesile ile ben, kardeşim ve babamda dahil de olmak üzere tüm aile kuduz şüphesi bulunması sebebiyle aşılanmak zorunda kalmıştık. Bu olay bana kendi yine çocuklarımdan da edindiğim tecrüberle birlikte hiçbir zaman bir çocuktan bir yetişkin davranış ve tavrının beklenmemesi gerektiğini öğretti. Ya hiv virüsü taşıyan ve bu taşıyıcılık sizden gizlenmiş olan bir çocuk sizin çocuğunuzu kavga ederlerken sinirlenip ısırırsa siz bir hukukçu olarak ne tavsiye edersiniz?