Mesajı Okuyun
Old 06-01-2007, 18:34   #5
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan

Sevgili arkadaşlar;
Her ne kadar Ceza Yargılamasında sanık müdafii ile savunulmuş olsa da mahkemenin nihai kararına karşı sanık kararın doğrudan ilgilisi olduğundan temyiz hakkını haizdir.

Madde 35 – (1) İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır ve isterse kararın bir örneği de verilir.
(2) Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, (…) (1) hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur. (1)


Açıkça görüldüğü üzere her ne kadar temyiz süresi kararın açıklanması ile başlasa da 35/2 hazır bulunmayan ilgiliye tebliğin mutlaka gerektiğini; Ayrıca:


Madde 291 – (1) Temyiz istemi, hükmün açıklanmasından itibaren yedi gün içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Hüküm, temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda açıklanmışsa, süre tebliğ tarihinden başlar.
Açıkça görüldiüğü üzere 291/2 de temyiz yoluna başvurma hakkı olanların yokluğunda tefhim olunan kararlarda temyiz süresi tebliğden başlar. O halde sanık kanun yoluna başvurmaya kendi başına da yetkili bulunduğundan gerekçeli kararın kendsine tebliği anından itibaren 7 gün içinde temyiz yoluna başvurabilir.
(sanık müdafiinin süre tutum vermeyi unutup tebliği beklediği ve sonra temyiz ettiği bir dosyada verilen temyiz dilekçesi süresinde olmadığından reddeilmişti. fakat müdafiiye dilekçe vererek kararın sanığa tebliğ edilmesini istemesini tavsiye ettik. mahkeme sanığa tebliğ çıkardı. tebligattan sonra sanık kendi temyiz dilekçesini verdi ve bu dilekçe kabul gördü dosya yargıtaya yollandı. )

bu sebeple sorulan soruda sanığın tebliğden itibaren temyiz yoluna başvurma hakkının müdafii ile temsil edilmiş olsa da varolduğu kanaatindeyim.
Saygılarımla