Mesajı Okuyun
Old 15-08-2013, 13:55   #24
VolkanS

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL
Kefil sıfatıyla borcu kapatacak olan kişi, GKS çerçevesinde "Müşterek borçlu ve müteselsil kefil" sıfatıyla kredi sözleşmesini imzalayan taraf olduğu ve bu anlamda bankaya karşı kredi borçlusundan "farksız" olduğu için, kapatılan kredi çerçevesinde 3.kişi olduğunu söylemek bence olanaklı değil. Bu nedenle haricen yapılabilecek işlem de hukuksal niteliği itibariyle alacak temlikinden çok, rücu belgesi niteliğinde bir işlem olabilir. (Borç takibe girmişse, icranın yapabileceği işlemleri düşünün, kredi borçlusu da, müşterek borçlu ve müteselsil kefili de, takibin borçlu hanesinde, dosyayı temlik edebilir misiniz?). Borcun ödenmesi nedeniyle ipoteğin -başkaca borçların teminatı olmadığı takdirde- fekkinin gerekeceği ise, ayrı bir konu.

Saygılarımla...

Kesinlikle katılıyorum, uygulaması da böyledir. Banka kredilerinde kefil, müşterek borçlu müteselsil kefalet ilişkisi içerisindedir. Bu hukuki ilişki içerisinde olan kişi, herhangi başka biri gibi muhatap alınmaz. Kefil borcu öderse, (asıl borçlunun bankaya başkaca bir borcu ve bankayla başka bir ilişkisi yoksa) ipoteğin terkinini talep edebilir fakat ipotek hakkının kendisine direkt temlikini talep edemez. Çünkü ipotek tesis edilmesinin asıl amacı bankanın kullandırdığı kredidir. Banka kredi alacağını temlik ederse, ipotek hakkını da devredebilir. Yani 3. bir kişi gelip bankaya, ben bu alacağını temlik almak istiyorum dediğinde, temlik alacaklısı bankanın sahip olduğu tüm haklara ve teminatlara sahip olur. Ancak kefilde bu durum tamamen farklıdır. Kefil bankadan alacağı temlik alamaz, ancak borçları ödemek suretiyle borçlunun kredi ilişkisinden kalan tüm edimlerini kefil sıfatıyla kendi adına yerine getirmiş olur. Bu aşamada, bankaya ödediği tüm bedeli asıl borçludan direkt talep edebilir.

Kefil zaten, kefaleti kabul ettiği için, hiçbir teminata gerek kalmaksızın asıl borçluya garantörlük üstlenmiştir. Ayrıca teminat arayışına girmesi; " ben kefil oldum ama pişman oldum keşke olmasaydım, madem bu borcu ödeyeceğim en azından elimde teminatım olsun" mantığıyla hareket ettiğinin açık göstergesidir.

Kredi borcu ve borçlunun bankaya olan diğer tüm borçları tamamen kapatılması durumunda bankadan zaten ipoteğin fekkini talep edecektir. TBK` sayın ÖKSÜZ`ün de dikkatlerinizi çektiği ilgili kanun maddesinde alacaklının yükümlülüklerini açıklamıştır. Burada banka ipoteği terkin ettirmekle yükümlüdür, meğer ki tüm alacaklarını tahsil edememiş olsun.

Ülkemizde tüm banka kredilerinde, kefil, sıradan borcu ödeyecek olan ya da alacağı temlik alacak olan bir 3. kişiyle aynı statüye sahip değildir, kefil olunmakla o borç ilişkisinin müşterek borçlusu ve müteselsil kefili olursunuz, siz o ilişkinin direkt içerisinde olursunuz. Banka GKS`leri de bu şekilde düzenlenmiştir.

Benim tavsiyem şöyle olur, Tapuda kefil lehine yeni ikinci derece bir ipotek tesis edilip, ipotek sözleşmesini de şarta bağlayarak ("kefilin borcu kapatması şartı olabilir bu") asıl borçludan alacağını en azından teminat altına alabilmesinin yolu açılır. Serbest dereceden istifade hakkı tesis edilirse, banka alacağını tahsil ettiğinde ipotek de terkin edileceği için, kefil ile asıl borçlu anlaşarak kefil lehine ilk dereceden ipotek tesis edilmiş olur. Bu tamemen borçlu ile kefil arasındaki bir ilişkiyle yapılabilir.

Eğer sizin konunuzda, banka direkt olarak kefile de takibe geçmiş ve tahsil etmek istemişse, zaten kefil de bu borcun borçlusu olduğu için bankaya; "borcu kapatırım ama şu şartla..." deme lüksüne sahip değildir.

Bunu belirtmemişsiniz. Eğer bankanın kefile herhangi bir müracaatı yokken kefil böyle bir girişimde bulunuyorsa, bence bunu asıl borçlu ile yukarıda örneklediğim gibi bir şekilde yapabileceklerdir.

Eğer banka kefile de başvurmuşsa, zaten kefilin böyle bir talepte bulunma lüksü yoktur. Olsa olsa dediğim gibi, borç tamemen kapatıldığında ipoteğin fekkini talep edebilecektir.

Not: Genelde bankalar ipotek tesis ederken, mevcut krediyle birlikte, borçlunun "bankadan kullanmış olduğu ve kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere" cümlesini eklerler, bundan dolayı yukarıda sürekli "bankaya başkaca bir borcu yoksa" diyorum. Yoksa her teminat teminata konu ilişkiyle sınırlıdır, ancak ülkemizde hemen hemen banka ipoteklerinin çoğunda yukarıdaki cümle yer almaktadır.

Saygılar sunarım.
Volkan