Sayın Tatar'ın söylediklerine katılmamak elde değil.
Maalesef ülkemizde ve özellikle meslektaşımızın bulunduğu yörelerde organize suçlulukla mücadelede kullanılan ve bugün için modern hukuklarda kabul gören ve "gizli soruşturmacı" ( Öztürk/Erdem/Özbek- Uygulamalı ceza Muhakemesi hukuku 7. bası 2002 no; 801), "gizli ajan" (cihan/yenisey Ceza Muhakemesi Hukuku, 1997, s. 212; Zafer, ceza Hukukunda Terörizm, 1999, s. 218), "gizli görevli" (mülga Kanun 4422 ÇASÖMK md. 5; Kunter/Yenisey, 2000, s. 128) Alman Hukukunda "Verdecter Ermittler" ( Alman CMK 110a) vb. ifadelerle hukukumuzda da yer alan gizli görevli kavramı çarpıltılmış ve "AJAN PROVOKATÖR" konumuna sokulmuştur.
Ceza Hukuku'nun en önemli hocası olan EREM'e göre de ajan provokatörün ceza sorumsuzluluğu benimsenemez. Zabıta her araştırmayı yapabilir ancak suç tertiplerine alet olamaz.Aksi halde bireyin zabıtaya olan inancı yok olur.Zabıtanın suçlu sandığı kimsenin cezalandırılması ve böylece ileride başka suçlar işlemesine engel olunması amacıyla suçun maddi unsuruna katılmaya yeterli olduğuna ilişkin hiçbir hüküm yoktur.Bu nedenle zabıta bu tür eylemlere katılamayacağı gibi kışkırtıcıda kullanamaz. ( EREM, Onar Armağan'ı, 1977, s. 283-284)