Mesajı Okuyun
Old 12-01-2024, 10:04   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

""...İİK'nun 67/1 maddesi uyarınca; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” Belirtilen yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere itirazın iptali davalarında 1 yıllık hak düşürücü dava açma süresi borçlunun itirazlarının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlar. İtiraz, alacaklıya tebliğ edilmemiş ise süre başlamaz. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez. Ancak alacaklı icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması talebinde bulunmuş ise o takdirde 1 yıllık hak düşürücü sürenin itirazın kaldırılması davasının açıldığı tarihten itibaren başlayacağı Yargıtay'ca kabul edilmektedir."" (Yargıtay 19.HD.04.06.2014 T. 2014/6317 E.2014/10510 K.)

Yargtay kararındaki bu ifadeden, itirazın alacaklıya tebliği işlemi ile , alacaklının tebligat olmamasına rağmen itirazın iptali davası açması işleminin, aynı hukuki sonucu doğuracağı anlaşılmaktadır.Hak düşürücü sürelerde,(zamanaşımındaki gibi) sürenin kesilmesi,durması veya yeniden başlaması söz konusu olamaz. 01.10.2013 tarihi itibariyle, 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10.01.2024 tarihinde yapılan tebligat ile sürenin yeniden başlatılamayacağını,böylece hak düşürücü süre sonucu ortadan kalkan itirazın iptali davası hakkının yeniden canlanmayacağını düşünüyorum.