Sayın Meslektaşlar,
Müvekkil aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacı taraf taşınmazın öteden beri Köy Tüzel Kişiliği'ne ait olduğunu, üzerinde bulunan yapının 1962 yılında köy halkı tarafından imece usulü ile yapıldığını iddia etmekle, dava konusu yerin Köy Tüzel Kişiliği adına tesciline ve 5 yıllık ecrimisilin müvekkil idareden alınarak Köy Tüzel Kişiliğine verilmesini talep etmişler;
Keşif esnasında dinlenilen tanıklar taşınmaz üzerindeki yapının inşaatında çalıştıklarını ve paralarını müvekkil idareden aldıklarını ifade etmişlerdir.
Mahkeme "Davanın Kabulü" ile taşınmazın "Mesire Yeri Olarak Sınırlandırılıp Özel Siciline Yazılmasına" karar vermiştir.

Sormak istediğim ise şu:
1) Davacının davası tapu iptali ve tescil ve talepleri de taşınmazın kendileri adına tescili olmasına rağmen mahkemenin hükmü "davanın kabulüne" şeklinde açıklaması hukuka uygun mudur? Zira taşınmazın mesire alanı olarak sınırlandırılması ve özel sicile tescili ile taşınmazın davacılar adına tapuya tescili farklı hükümlerdir. (diye düşünüyorum )
2) Taşınmaz üzerinde bulunan yapının mülkiyetine ilişkin hiçbir hüküm kurulmamış olması hukuka uygun mudur?
Teşekkürler!