Mesajı Okuyun
Old 05-12-2008, 13:33   #2
m_argun

 
Varsayılan

T.C.

DANIŞTAY

9. DAİRE

E. 1998/3784

K. 1999/3152

T. 21.9.1999

• HARCAMALARA KATILMA PAYI ( Gayrımenkul Değerinin Yüzde İkisinden Fazla Olamaması )

• GAYRIMENKUL DEĞERİ ( Harcamalara Katılma Payının Değerin Yüzde İkisinden Fazla Olamaması )

• VERGİ DEĞERLERİ ( Harcamalara Katılma Payının Gayrımenkul Değerinin Yüzde İkisinden Fazla Olamaması ve Vergi Değerlerine Orantılı Olarak Hesaplanması )

2464/m.89,90,91,92

ÖZET : Harcamalara katılma payı gayrımenkul değerinin % 2'sinden fazla olamaz ve vergi değerlerine orantılı olarak hesaplanır.
İstemin Özeti : 27.10.1997 tarih ve 41 sayılı Belediye Encümen kararı ile istenilen yol harcamalarına katılma payının terkini istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, .............'nın her iki yanında 1997 yılında kaldırım yapıldığının, bedelinin keşif özetine bağlı hakedişe göre ödendiğinin, hakedişin ise inşaat birim fiyatalrı esas alınarak hazırlandığının, buna göre bedelin 1.375.451.078 TL. olduğunun, kaldırım yapılan yolun bir tarafında yükümlü genel müdürlüğün, bir tarafında ise TKİ Genel Müdürlüğünün yer alması nedeniyle eşit oranda yararlanılacağının, bedelin 1/2'sinin yükümlü genel müdürlükten istenildiğinin anlaşıldığı, bu durumda 2464 sayılı Kanunun 86, 89, 90, 91 ve 92. maddelerine uygun olarak tahakkuk ettirilen yol harcamalarına katılma payında isabetsizlik bulunmadığı, öte yandan yükümlünün belediye meclisincekarar alınmadan yol harcamalarına katılma payı tahakkuk ettirilemeyeceği yönündeki iddiasına, yasada bu konuda bir hüküm bulunmaması nedeniyle itibar edilemeyceği gerekçesiyle reddeden .... Vergi Mahkemesinin 30.4.1998 tarih ve 1998/304 sayılı kararının; 2464 sayılı Kanuna göre giderlerin 1/3'nün gayrimenkullerin vergi değerleri oranında dağıtılmak suretiyle tahakkuk ettirileceği, belediye encümen kararının gerekçesinin yetersiz hem de sebep ve maksat yönünden hukuka aykırı olduğu, tahakkukun ilan edilmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Savcı ....'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi ....'in Düşüncesi: Mahkemece, 2464 sayılı Kanunun 89, 90, 91 ve 92. maddesinde belirtilen şekilde yol harcamalarına katılma payı hesaplanıp hesaplanmadığının, ayrıca tahakkukun ilan edilip edilmediğinin araştırılması, gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle verilen kararda isabet bulunmadığı gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması icabettiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; yol harcamalarına katılma payı istenilmesine dair 27.10.1997 tarih ve 41 sayılı Belediye Encümen kararının iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkin bulunmaktadır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 86. maddesinde, belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce maddede belirtilen şekilde inşa, tamir ve genişletilmeye tabi tutulan yolların iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden yol harcamalarına katılma payı alınacağı, 89. maddesinde ise harcamalara katılma paylarının, bir program dahilinde veya istek üzerine doğrudan doğruya yapılan işlerde, bu hizmetler dolayısıyla yapılan giderlerin tamamı olduğu, ancak, bu tür hizmet giderlerinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile İller Bankası tarafından tespit edilen ve yayımlanan rayiç ve birim fiyatlara göre hesaplanan tutarları aşamayacağı, harcamalara katılma paylarının bina ve arsalarda vergi değerinin yüzde 2'sini geçemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun "Payların Tahakkuk Şekli" başlıklı 90. maddesinde, yol harcamalarına katılma payının, bu hizmetin yapıldığı yollardan faydalanan, Su Tesisleri ile Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Paylarının ise hizmetten faydalanma şekillerine göre ilgili gayrimenkul sahipleri arasında ve 89. maddeye göre hesaplanan katılma payları toplamının gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtılması suretiyle hesaplanıp tahakkuk ettirileceği, 92. maddesinde ise tahakkuk cetvellerinin 1 ay süre ile belediye ilan yerlerinde asılmak suretiyle ilan olunacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Bu hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce yapılan yol çalışmaları dolayısıyla olun iki tarafında bulunan veya başka bir yola çıkışı olmadığı için bu yoldan yararlanan taşınmaz sahiplerinden yol harcamalarına katılma payı alınması gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak payın hesaplanması ve tahakkuku konusunda iki nokta önem arzetmektedir. Buna göre harcamalara katılma payı bina veya arsanın vergi değerinin yüzde 2'sini geçemeyecek, hesaplanan payların toplamı ilgili gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlanarak dağıtım yapılacak ve buna göre yapılan tahakkuklar 1 ay süre ile ilan olunacaktır.
Bu durumda 2464 sayılı Kanunun 89, 90, 91 ve 92. maddelerinde belirtilen şekilde yol harcamalarına katılma payının ilgili gayrimenkullerin emlak vergi değerinin yüzde 2'sini geçip geçmediği ve bu gayrimenkullerin vergi değerlerine doğru oranlanıp oranlanmadığı hususlarının araştırılması ve gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak yükümlü genel müdürlük tarafından ödenmesi gereken pay miktarının hesaplanması, tahakkukların ilan edilip edilmediğinin tespiti ve bu incelemenin sonucuna göre bir karar verilmesi icabederken, mahkemece bu hususlar araştırılmadan verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, .... Vergi Mahkemesinin 30.4.1998 tarih ve 1998/304 sayılı kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine 21.9.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

T.C.

DANIŞTAY

9. DAİRE

E. 1996/5457

K. 1997/3748

T. 20.11.1997

• YOL HARCAMALARINA KATILMA PAYI ( Dava Açılması - Katılma Payının Yarısının Yatırılması )

• DAVA ŞARTI ( Katılma Payının Yarısının Yatırılması - Yol Harcamalarına Katılma Payı )

• KATILMA PAYI ( Yol Harcamalarına Katılma Payı - Dava Açılması - Davanın Kazanılması ve Katılma Payının İadesi )

2464/m.86

ÖZET : Yol harcamalarına katılma payına karşı dava açmak için, dava şartı olarak bu payın yarısının belediyeye yatırılması gerekir. İşlemin iptali durumunda, bu konuda hükümde açıklık bulunmasa da paranın ilgiliye iadesi gerekeceği hakkında.
İstemin Özeti: ... Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğünden yol harcamalarına katılma payı istenmesine ilişkin belediye başkanlığı işleminin iptali istemiyle açılan davayı; 2464 sayılı Yasanın 86. maddesinde, yol harcamalarına katılma paylarının hizmetin tamamlanarak halkın, istifadesine sunulmasından sonra tahakkuk ettirileceğinin hükme bağlandığı ve diğer maddelerinde de tahakkuk, tahsil ve payların ilanının düzenlendiği, olayda, belediyece bahsi geçen hizmetin henüz tamamlanarak halkın yararlanmasına sunulmadan davacı kurum adına harcamalara katılma payı tahakkuk ettirildiği, bu durumda 2464 sayılı yasada yapılan düzenlemelere aykırı olarak yol harcamalarına katılma payı istenmesine ilişkin işlemde yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek dava konusu işlemin iptaline karar veren Aydın Vergi Mahkemesinin 2.04.1996 gün ve 1996/212 sayılı kararının; lehlerine karar verildiği halde avukatlık ücretine ve dava şartı olarak yatırılan 250.000.000 liranın iadesine hükmedilmediği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Cevap verilmemiştir.
Savcı Y.E.`nin Düşüncesi: Uyuşmazlıkta, harcamalara katılma payı istenmesine ilişkin işleme karşı açılan davayı kabul ederek söz konusu işlemin iptaline karar veren vergi mahkemesi kararının, yükümlü kurumca, avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması ve dava açma şartı olarak yatırılmış olan meblağın iadesine karar verilmemiş olması yönünden temyizen incelenmesi istenilmektedir.
Olayda, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 89 uncu maddesinin 4 üncü fıkrası gereğince katılma payına karşı dava açılabilmesi için yatırılan yarı nisbetindeki katılma payının, vergi mahkemesince yükümlü kurum lehine verilen karar üzerine yükümlü kuruma iadesi tabii bulunduğundan, bu hususun vergi mahkemesi kararında belirtilmemiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, vergi mahkemesi kararında, dava açılma tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususun karara bağlanmadığı görüldüğünden, yükümlü kurum temyiz isteğinin bu yönden kabulü ile vergi mahkemesi kararının avukatlık ücreti yönünden bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi U.T.`nin Düşüncesi: Davacı kurum; temyiz dilekçesinde, harçamalara katılma payı istenmesine ilişkin işleme karşı açtığı davada, dava konusu işlemi iptal eden vergi mahkemesince, dava şartı olarak yatırılan meblağ ile avukatlık ücretine hükmedilmediğini ileri sürmüş olup dava şartı olarak yatırılan meblağın vergi mahkemesince lehine verilen karar üzerine davacı kuruma iadesi kendiliğinden olacağından bu hususa hüküm fıkrasında yer verilmemiş olmasında isabetsizlik yoktur.
Öte yandan vergi mahkemesi kararında avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta hüküm verilmediği görülmüş olduğundan, davacı kurum temyiz isteminin bu yönden kabulü ile vergi mahkemesi kararının avukatlık ücreti yönünden bozulması gerekeceği düşünülmüştür.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: Uyuşmazlık, harcamalara katılma payı istenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı kabul ederek dava konusu işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararının, lehlerine karar verildiği halde avukatlık ücretine ve dava açma şartı olarak yatırılmış olan meblağın iadesine hükmedilmediği ileri sürülerek temyizen bozulması istemine ilişkindir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 86. maddesinin birinci fıkrasında; belediyelerce veya belediyelere bağlı müesseselerce aşağıda belirtilen şekillerde inşa, tamir ve genişletmeye tabi tutulan yolların iki tarafında bulunan ve başka bir yola çıkışı olmaması dolayısıyla bu yoldan yararlanan gayrimenkullerin sahiplerinden; yeni yol açılması, mevcut yolların yüzde 40 nispetinde veya daha fazla genişletilmesi, kaldırımsız ve bakımsız bulunan yolların, kaldırım veya parke kaldırım haline getirilmesi veya asfalt yapılması, kaldırım veya şose halindeki yolların da parke, beton veya asfalta çevrilmesi, mevcut kaldırım veya parkelerin sökülüp yeniden düzenlenmesi hallerinde harcamalara katılma payı alınacağı, anılan kanunun 89. maddesinin ( a ) bendinin dördüncü fıkrasında ise, katılma paylarına karşı dava açılabilmesi için katılma paylarının yarısının önceden belediyelere ödenmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, yol harcamalarına katılma payı istenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açtığı davada 2464 sayılı Yasanın 89. maddesinin ( a ) bendinin dördüncü fıkrası uyarınca dava şartı olan meblağı yatırdığı, vergi mahkemesince yükümlü kurum lehine dava kabul edilerek söz konusu işlemin iptal edildiği, ancak kararda yatırılan meblağın iadesi yolunda bir hüküm tesis edilmediği anlaşılmıştır.
İdare hukuku ilkelerine göre her işlem tesis edildiği andaki unsurları itibariyle yargı denetimine tabi tutulur.
Davacının yol harcamalarına katılma payı istenmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açabilmesi yol harcamalarına katılma payının yarısının önceden belediyeye yatırması koşuluna bağlı tutulduğuna ve davacı da davasında haklı çıkıp dava konusu işlem iptal edildiğine göre yatırdığı yol harcamalarına katılma payının davacıya iadesine karar verilmesi gerekmektedir.
Vekalet ücretine ilişkin temyiz sebebine gelince; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 417. maddesinde, kanunen belirlenen haller dışında yargılama giderlerinin, aleyhinde hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, aynı kanunun 423. maddesinin birinci fıkrasının 6. bendinde ise, vekalet ücretilerinin yargılama giderleri içinde olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda, vekalet ücreti yargılama giderleri arasında sayıldığına göre davada haklı çıkan davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde kanuna uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle Aydın Vergi Mahkemesinin 2.4.1996 gün ve 1996/212 sayılı kararının; dava şartı olarak yatırılan yol harcamalarına katılma payının iadesi bakımından oyçokluğu ile vekalet ücreti bakımından oybirliği ile bozulmasına, dosyanın belirtilen hususlarda yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine, 20.11.1997 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık konusu yol harcamalarına katılma payı nedeniyle açılan dava vergi mahkemesince kabul edilerek tahakkuk işlemi iptal edildiğine göre, bu konuda dava açmanın ön şartı olarak önceden yatırılan meblağın da, mahkemenin bu iptal kararının tabii bir sonucu olarak davacıya iade edileceğinde kuşku olmaması gerekir.
Başka bir ifade ile, iptal kararı iade istemini de kapsadığından ve iade işlemi bu kararın bir sonucu olduğundan, mahkeme kararında, dava şartı olarak önceden yatırılan katılma payının yarısının iadesi yolunda ayrıca bir hüküm tesisine gerek bulunmadığı oyu ile kararın bu kısmına katılmıyoruz.



T.C.

DANIŞTAY

9. DAİRE

E. 1997/1627

K. 1998/1668

T. 30.4.1998

• YOL HARCAMALARINA KATILMA PAYI ( Hizmetin Sunulduğu Tarihteki Taşınmaz Sahibinden Alınması )

• KATILMA PAYI ( Yol Harcamalarına Katılma Payı - Hizmetin Sunulduğu Tarihteki Taşınmaz Sahibi )

2464/m.87,91,92,93

ÖZET : Yol harcamalarına katılma payının, hizmetin sunulduğu tarihteki taşınmaz sahibinden alınması gerektiğine yönelik mahkeme kararı doğru olduğu hakkında.
İstemin Özeti: Yükümlü adına tahakkuk ettirilen yol harcamalarına katılma payına karşı açılan davayı; 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87, 91, 83 ve 92. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, uyuşmazlık konusu payın istenebilmesi için yapılan hizmetin halkın istifadesine sunulması gerekeceği, bu hizmetten yararlanan gayrimenkulün satış işlemine konu edilmesi halinde o tarihe kadar ödenmemiş olan pay taksitlerinin ödenmesi icap edeceği, ödenmemesi halinde bir başkası adına tescil işlemi yapılamayacağı, olayda ise, yol harcamalarına katılma payı hesaplanmasına sebebiyet veren asfalt-bordür ve tretuvar çalışmasının 26.6.1993 tarihinde halkın istifadesine sunulduğu, bu tarihteki gayrimenkulün sahibinin ... isimli şahıs olduğuna göre, 6 aylık bir süre geçtikten sonra gayrimenkulü satın alan davacı adına tahakkuk ettirilen pay`da isabet görülmediği gerekçesi ile kabul ederek yol harcamalarına katılma payını terkin eden İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 20.6.1996 tarih ve 1996/1462 sayılı kararının; hizmetin sürekli olduğu bu nedenle tahakkuk ettirilen payda isabetsizlik bulunmadığı iddiası ile bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Savcı M.Y.`nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi Y.U.`nun Düşüncesi: İleri sürülen iddialar usule ve hukuka uygun vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
Türk milleti adına hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: Temyiz edilen İstanbul 3. Vergi Mahkemesinin 20.6.1996 tarih ve 1996/1462 sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisinin bulunmadığı anlaşıldığından temyiz isteminin reddine, anılan mahkeme kararının ONANMASINA, 30.4.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.