Mesajı Okuyun
Old 27-02-2005, 01:24   #22
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kurban Suskunluğu Cinsel Şiddet Mağduru Çocuklar

"Çocuk Tecavüz Edilmek İstemiş"
Yargıtay, tecavüze uğrayan çocuk yardım istemediği için "rızası var" yorumu yaptı ve bunun sanığın lehinde kullanılmasını istedi. Avukat Akço "Kanun kötü ama hakimler içtihat yaratabilirdi"; Prof. Polat, "Hakimleri istismar hakkında eğitmek lazım" dedi.



--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
21/02/2005 Erhan ÜSTÜNDAĞ erhan@bianet.org
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Yargıtay 5.Ceza Dairesinin, "çocuk yardım istemediğine göre rıza göstermiş" diyerek 13 yaşındaki bir çocuğa tecavüzle suçlanan sanığın ceza süresinin indirilmesi gerektiği yolundaki kararına çocuk hakları savucularından tepki geldi.

Yüksek mahkemenin kararını eleştiren Avukat Seda Akço, Yargıtay'ın "çocuk istismarı duyarlığı ve çocuk hakları bakış açısıyla hareket etmediği" kanısında.

Çocuk Hakları İçin Yurttaş Hareketi'nden Prof. Dr. Oğuz Polat da mahkeme kararını "'Kurban suskunluğu’ istismar konusundaki en temel durumlardan biri. Bunu 'rıza'ya bağlayarak sanığın lehine işletmek ülkemizdeki cinsel istismar olgusunun neden hala kanayan bir yara olduğunun göstergesi" diye değerlendirdi.

Haftasonu gazetelerde yer alan haberlere göre, iki yıl önce, 37 yaşındaki F.H. aleyhine o zaman 13 yaşında olan S.Y.I.'yı alıkoyduğu ve tecavüz ettiği gerekçesiyle dava açıldı.

Sanık, 19 Mart 2004'te 13 yıl 9 ay ağır hapse mahkum oldu. Temyiz edilen dosyayı görüşen 5. Ceza Dairesi kararında, “kendisine yönelik eylemlerin umumi yerlerde yapılmasına rağmen çocuğun kimseden yardım istemediği”; “uzun süre kimseye söylemediği” belirtilerek suçun "rızaya dayalı" işlendiği yargısına varıldı. Sanığın bu ölçülere göre cezalandırılması istendi.

Yerel mahkeme de Yargıtay kararına uyarak cezayı 5 yıl 4 aya indirdi. 2002'den beri tutuklu olan F.H. de yattığı süre aldığı cezayı karşıladığından tahliye edildi.

"Hukukçular eğitilmeli"

Polat, istismara uğrayan çocuğun “tehdit altında olmasından ötürü olayı kimseye anlatamayabileceği”ni; kendisini suçlayarak ve çevresi tarafından sevilmeyeceğini düşünerek suskun kalabileceğini vurguladı.

Hakimler ve savcılar da dahil olmak üzere çocuk istismarı ile ilgilenen hukukçuların konu hakkında eğitilmesi gerektiğini söyleyen Polat, "Ne yaparsanız yapın sonuçta karar aşamasında, çocuk için en dramatik boyutun hukuk süreci olduğunu görüyoruz" dedi.

Velayet hakkı örneğini hatırlatan Potla, “Çocuk ölesiye dayak yese bile hakimler ‘çocuklar ana-babasından ayrılmaz’ anlayışını sorgulamıyordu,” dedi.

“Ancak daha sonra konu işlendikçe ve eğitim arttıkça durum değişti ve çocuğun bağımsız bir birey olduğu ve hakları olduğu gündeme oturdu".

"Hakimler istese içtihat yaratabilir"

Varolan kanunun çocuğun yüksek yararını göz önünde bulundurmadığını belirten Akço, "Fakat bu durum bir hukuk oluşturulmasına engel değil. Yargıtay, çocuk hakları alanındaki birikimi göz önüne alarak bir karar verebilir ve bir içtihat, emsal karar oluşturabilirdi" dedi.

Akço Yargıtay kararıyla ilgili olarak en önemli noktanın, çocuklar söz konusu olduğunda rızanın bulunup bulunmadığını belirleme kriterlerinin farklı olması gerektiğini söylüyor.

"Yargıtay çocuğun bağırmamış ve yardım istememiş olmasını rızası olduğu şeklinde yorumlamış. Ama çocuk tehdit edilmiş, korkutulmuş olabilir; bu durumda yardım da istemeyebilir, yıllarca konuşmaya bilir de. Yetişkinler için geçerli olan kriterlere göre değerlendirme yapılamaz".

"Yeni TCK da sorunlu"

Halen yürürlükte olan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 414. maddesi, 15 yaşından küçük bir çocuğa zor kullanarak, tehditle tecavüz edilirse 10 seneden az hapis cezası verilemeyeceğini fakat bunları yapmadan tecavüz ederse beş seneden az hapis cezası verilemeyeceğini söylüyor.

"Aile düzeni ve kamu adabı aleyhinde cürümler" başlığı altında yer alan maddenin tam metni şöyle:

"Her kim 15 yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırzına geçerse beş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkum olur. Eğer fiil cebir ve şiddet veya tehdit kullanılmak suretiyle veya akıl veya beden hastalığından veya failin fiilinden başka bir sebepten dolayı veya failin kullandığı hileli vasıtalarla fiile mukavemet edemeyecek bir halde bulunan bir küçüğe karşı işlenmiş olursa ağır hapis cezası 10 seneden az olamaz".

1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni TCK'da ise "çocukların cinsel istismarı" 103. maddede düzenleniyor.

"Cebir veya tehdit" kullanmak yeni TCK'da da ağırlaştırıcı sebep olmaya devam ediyor. Akço, bu durumun "çocuğun cinsel ilişkiye rıza gösterebileceğini" ima ettiğini söylüyor.

"İstismarda çocuğun rızasına bakılmamalı"

Akço'ya göre yapılması gereken çocukların yetişkinler tarafından cinsel istismara uğradığı durumlarda "rıza" aranmaması.

"Rıza" ancak çocukların kendi yaşıtlarıyla cinsel ilişkiye girmesi durumunda aranmalı.

Akço, bu açıdan, yeni TCK'nın yol açacağı bir başka sorunlu alana; 15 yaşını bitirmiş olanlarla cinsel ilişkiye girenlere şikayet üzerine hapis öngören 104. maddeye de dikkat çekiyor.

Bu maddeye göre, istedikleri için cinsel ilişkiye giren 17 yaşındaki iki çocuk komşunun şikayeti üzerine yargılanabilecek ve hapis cezası alabilecek.

Akço'nun da üyesi olduğu İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu yeni TCK'nın tartışıldığı günlerde bu duruma dikkat çekmiş ve maddenin düzeltilmesini istemişti.

Bursa’da görülmekte olan davada Yargıtay'ın kararına uyan yerel mahkeme kararının Yargıtay'a götürülme yolu açık. Yargıtay’ın kararı yeniden onaması halinde, "karar düzeltme" istenebilecek. Bu aşamadan sonra ise iç hukuk yolları tükenmiş oluyor.(EÜ/EK)
.....
.....