Mesajı Okuyun
Old 26-06-2007, 17:30   #9
halit pamuk

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/7577
K. 2005/9932
T. 6.10.2005
• KISA KARARIN GEREKÇELİ KARARA AYKIRILIĞI ( Hüküm Altına Alınan Avukatlık Ücreti Karar ve İlam Harcı İle Yargılama Giderlerinin Kısa Kararda Yer Almadığı - Hükmün Md. 388'deki Unsurları İçerir Biçimde Tefhim Edilmemesi )
• YARGILAMA GİDERLERİ KARAR İLAM HARCI İLE AVUKATLIK ÜCRETİ ( Kısa Kararda Yer Almaması/Hükmün Md. 388'deki Unsurları İçerir Biçimde Tefhim Edilmemesi - Kısa Kararın Gerekçeli Karara Aykırılığı )
• HÜKMÜN HUMK MD.388'DEKİ UNSURLARI İÇERİR BİÇİMDE TEFHİM EDİLMEMESİ ( Kısa Kararın Gerekçeli Karara Aykırılığı - Giderilmesi Gereği )
ÖZET : >Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Duruşma tutanağının ve kararın incelenmesinden, gerekçeli kararda hüküm altına alınan avukatlık ücreti, karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin tefhim edilen kısa kararda yer almadığı, hükmün, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 489. maddesinin yollamada bulunduğu, aynı kanunun 388. maddesindeki unsurları içerir biçimde tefhim edilmediği, böylelikle kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Kısa karar, gerekçeli karara aykırı olduğundan bu aykırılığın giderilmesi gerekir.
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi T.Ö. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 1- Davalı H. vekilinin temyiz itirazları yönünden; dosya içeriğinden anılan davalı vekilinin 26.04.2005 günlü temyiz dilekçesini sunarken nispi temyiz harcını yatırmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı kurum vekili ile davalı ... Fab. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Duruşma tutanağının ve kararın incelenmesinden, gerekçeli kararda hüküm altına alınan avukatlık ücreti, karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin tefhim edilen kısa kararda yer almadığı, hükmün, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 489. maddesinin yollamada bulunduğu, aynı kanunun 388. maddesindeki unsurları içerir biçimde tefhim edilmediği, böylelikle kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.04.1992 günlü ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Karan uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği de açıktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı kurum vekili ile davalı ... Fab. A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : 1- Davalı H. vekilinin temyiz isteminin, temyiz harcı yatırılmaması nedeniyle REDDİNE,
2- Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalı ... Fabrikası A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne geri verilmesine, 06.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi

(Kazancı'dan alınmıştır)