Mesajı Okuyun
Old 09-09-2006, 13:50   #3
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Türkiye'nin AB'ye uyum amacıyla çıkardığı kimileri tarafından "sadece çıkarmak amacıyla kanunlaştırılan" bazıları içinde büyük bir ilerleme olarak kabul edilen yasalar ifade özgürlüğünde belli ki bir arpa boyu yol alamadı.Fakültemizde Ceza Hukuku dersimizie giren hocamız bize Ceza genel dersinde şundan bahsetmişti.Arkadaşlar bir insan davranışının ceza hukuku bakımından sorumluluk alanına girebilmesi için onun insan psişiğinden ayrılıp dış dünyaya iletilmesi gerekmektedir.Yani bir insan aklın psişiğinde devleti yıkmayı,veya var olan düzeni değiştirmeyi düşünebilir ancak bunu sözleriyle dışarıya iletmediğinde bir sorun olmaz demişti.Ancak ben düşünülenin dişarı vurulmadığında hiçbir anlam ifade etmediğini düşünüyorum.Ki hocamız düşünülenin dışarıya vurulduğunda bunun ceza hukukunun bir değer atfettiği insan fiili olduğunu ve cezalandırılması gerektiği düşüncesinde;ceza kanunumuz da bu yönde bir hüküm taşımakta.Aslında kesin olarak böyle bir hüküm taşıyor demek doğru olmaz.Yoruma açık bir 301. madde ki bence ceza hukukunda en tehlikeli ve istismara açık maddeler yoruma açık maddeler genişletici yorumdan kıyasa kadar gidebilecek yorumlar sözkonusu olabiliyor.Düşünce'nin tek başına kimseye zarar vermeyeceğini düşünüyorum.Düşünen kişinin eğer bu düşüncesini hayata geçirebilecek silahları varsa o zaman şuç unsuru olmalıdır.saygılar