Mesajı Okuyun
Old 04-07-2012, 16:02   #25
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Avukat stajyerine hakim ve savcıların not vermesi kadar doğal bir şey yoktur. Zira, herhangi bir değerlendirme olmadığında yapılan şeye "staj" olmaz.

Hakim ve savcıların stajyere not vermesi halinde avukat adayının bu durumundan etkileneceği ve daha adayken avukatın hakim ve savcıları amiri gibi görmesi, meslek hayatına başladığında hakim ve savcılara amir gibi davranmasında da bu durumun elbette etkisi vardır.

Ancak kanaatimce öncelikle kendimizin, hatta hakim ve savcıların, ama bizden ve onlardan önce, kalem personelinin, vatandaşların ve hatta anne-babamızın hakim ve savcıları, avukatların amiri imiş gibi görmelerinin sebebi sadece onların bize bir dönem not vermiş olmalarından kaynaklanmamaktadır.

Zira, bir çoğumuz, (en azından ben ve gördüklerim) mesleğe zengin olarak başlamadığımızdan 1-0 yenik başlıyoruz. Kimi benim gibi kendi bürosunu açıp bir kaç yıl tok kalmaya çalışmıştır, kimi bir başka meslektaşının altında karın tokluğuna...

herkes gibi donanımlı olarak mezun olmamış ve babası zengin de olamamış avukat adayı, 22-25 yıllık ömründe zaten hep çekingen olmuştur. Staj aşamasında bir yandan avukat yanında çalışıp hem okulda öğrenemediğini öğrenmek zorundadır hem de para kazanmak... Bu yüzden avukat adayı gerektiğinde patronunun arabasını yıkatmaya dahi götürür ve ay başında veya sonunda 100-200 TL harçlık aldığı zaman sevinir.

o çekingen avukat adayı adliyeye gittiğinde ise iyice içine kapanır. çünkü genellikle herkes kendisine öğrenci muamelesi yapar. Değil hakim - savcının azarlaması, mübaşir azarlasa bile bir şey diyemez. Çünkü o zaten korkak ve çekingendir. Kaldı ki ne mevzuatı bilir, ne hakkını... bu yetmezmiş gibi yanında çalıştığı patronu, diğer patron misali avukatları, artık "cin" olmuş katipleri kalem personeliyle iyi geçinmesi gerektiğini, ne derse yapmalarını, gerekirse maliyeye, postaneye gidip oradaki işlerini de halletmesi gerektiğini, yoksa işlerinin yürümeyeceğini defalarca defalarca kendisine söylemişlerdir... O da her söylenene harfiyen 1 yıl boyunca uyar... O yüzden kendisine kimin not verdiğini de aslında hiç önemsemez. Onun için önemli olan bir sorun çıkmadan stajı bitirmektir.

Bu duygularla yapılan stajın ardından "her söylenene harfiyen uyan" avukatımız için önünde iki yol vardır.

Ya kendi bürosunu açacak, ya da bir meslektaşının yanında...

ama tek sonuç vardır; ( İstisnalar kaideyi bozmaz )

Ezilmek ve susmak...

Kendi bürosunu açan meslektaşların bir kısmı daha sonra, çok kazanan ve kazandığı için özgüveni olan bir avukat haline gelebilir...

Başka bir meslektaşının yanında (bugün duydum ve şok oldum)1000,00 TL'ye çalışan meslektaşların bir bölümü de daha sonra çok kazanan, çok kazandığı için özgüveni olan bir avukat haline gelebilir... bunlar istisnadır...

Hukuk fakültesinden mezun olan herkesin avukat olması bu kadar kolay olduğu sürece,

fakültelerde verilen eğitim kalitesi bu kötü olduğu sürece,

Böyle dandik bir staj evresi olduğu sürece,

Böyle parasız-pulsuz bir staj evresi olduğu sürece,

Avukat olmasına rağmen avukatlarla hiç ilgilenmeyen ve sorunlarını önemsemeyen bir adalet bakanı olduğu sürece,

Müstakbel meslektaşını bedava iş gücü olarak gören avukatlar olduğu sürece,

genç meslektaşını, ucuz iş gücü olarak gören avukatlar olduğu sürece,

hiç bir şey değişmez...

Hiç birşey değişmediği sürece, savcı bize not verse ne olur vermese ne olur...

Benim her daim söylediğim bir önerim var... Şimdiye kadar eşim hariç kimse desteklemese de söyleyeyim.

Adalet Bakanlığı, avukatlara staj evresi dahil olmak üzere, maaş ödesin.

Avukatlık Kanununda avukatlar için belli sıfatlar ve kıdemler ön görülsün ve bilenle bilmeyen ayrılsın. Maaşlar da bu kıdem ve sıfatlara uygun olarak belirlensin.

Avukatın aldığı maaş dengi olan hakimden az olmasın. vekilliğini yaptığı taraf lehine sonuçlandırdığı dosyalar avukata prim/not/kıdem/sıfat/ücret olarak ona geri dönsün.

Adalet Bakanlığına bağlı çalışmak istemeyenler bu sistemin dışında tutulsun.

böylelikle meslektaşının yanında karın tokluğuna çalışan avukatların önünde kurum avukatlığı haricinde başka bir alternatif de olsun.

bu söylediklerimi duyanlar avukatın bağımsızlığı ile bunun bağdaşmayacağını söyleyip duruyorlar...

ben de hep, çoğumuz zaten bağımsız değiliz. Madem bağımsız değiliz o zaman bırakın da genç avukatlar sizin yanınızda daha fazla ezilmesin diyorum.

Hakimler maaş aldıkları devlet aleyhine karar verebilecek kadar tarafsız olabiliyorlar da bize ne oluyor da bunca olumsuzluğa rağmen zedelenmeyen bağımsızlığımız zedeleniyor diyorum.

O zaman da kötü oluyorum.