Mesajı Okuyun
Old 10-05-2007, 14:36   #3
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avturgayk
Merhaba, Bir çok Yargıtay Kararında belirtilmesine karşın, Şufa bedelinin dava açıldığı tarihte ki değerinin bilirkişi marifeti ile tespit edilerek bu bedelin depo edilmeyeceği, tapuda gösterilen değerin depo edilmesinin yeterli olacağına dair Hukuk Genel Kurulu kararının olduğu ve satış tarihinden 2 yıl geçmesinin de artık ( dava zamanında açılmış)öneminin kalmadığı ve objektif olarak değer tespitine gerek kalmadığı yönünde bir yeni Yargıtay kararından bahsedilmektedir. Bu konu da bilgi ve var ise karar örneği verilirse çok sevinirim.


Sayın avturgayk,

Yasa değişikliğinden sonra, önalım hakkını düzenleyen 733.madde ile süreler, 3 ay ve 2 yıl olarak belirlenmiştir. Ancak burada asıl farklılık getiren 3 aylık sürenin eski bildiğimiz şekliyle "öğrenme tarihinden itibaren" değil, alıcı veya satıcının önalım hakkı sahibine "noter kanalıyla bildirimde bulunduğu" tarihten itibaren 3 aylık sürenin başlayacağı hususudur.

(2 yıllık süre içinse benim madde metninden anladığım şudur: Noter kanalıyla bildirim hiç yapılmamış olsa dahi, satış tarihinin üzerinden iki tam yıl geçmesiyle bu hak sona erecektir.)

Ancak 3 aylık süre, daha önce önalım hakkı sahibince satıştan haberdar olunduğu "kesin biçimde" kanıtlanabiliyor ve anlaşılır olsa BİLE, 3 aylık sürenin işlemeye başlamayacağı, bu sürenin 2 yılla sınırlı olmak kaydıyla, ancak noter bildiriminden başlayacağıdır.

*

Yukarıdaki konu bildirim ve sürelerle ilgili idi. Bedel konusuna gelince. Eski uygulamada, değerli meslektaşım sayın Yılmaz'ın bildirdiği şekildeydi. Ancak yasa değişikliğinden sonra, artık Yargıtay tarafından da -isabetle- aranan (zira madde metnine de uygun düşen yorum) kriterse, önalım hakkını noter aracılığıyla paydaşa iletmeyen alıcının, aradan uzun süre geçmesi nedeniyle bedele yönelik itirazına DEĞER VERİLMEYECEĞİDİR.

Bir diğer ifadeyle, aradan uzun zaman geçmiş de olsa, satıştan itibaren 2 yılın dolmasına bir gün kala da dava açılmış olsa, noter bildirimi yapılmamışsa, ödenmesi gerekecek olan bedel, tapudaki satış bedeli ve tapu masraflarıdır.

Saygılarımla...





Alıntı:

HD 06, E: 2005/011722, K: 2006/000026, Tarih: 17.01.2006[*]ÖNALIM DAVASI [*]ÖNALIM HAKKINA KONU PAYIN İPTALİ VE TESCİL [*]DEĞER ARTIRICI UNSURLAR
Davalı alıcı, satışı noter aracılığı ile davacıya bildirilmediğine göre satış tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin geçmesine kendisi sebebiyet verdiğinden değer artırıcı unsurlar dikkate alınarak önalım bedelinin belirlenmesini isteyemez. Önalım hakkının tapudaki satış bedeli, harç ve masraflar tutarı üzerinden tanınması gerekirken keşfen belirlenen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
(4721 s. MK. m. 733)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili gelmedi. Davalılar vekili Av.Ramazan Işık geldi. Hazır bulunanların sözü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin paydaşı olduğu 13 parsel No´lu taşınmazdan davalıların 21.3.2003 ve 16.12.2003 tarihlerinde toplam 30.000.000.000.-TL bedelle pay satın aldıklarını, satışın noter aracılığı ile davacıya bildirilmediğini, davanın iki yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığını, davacının önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalılar adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, paylarını satan paydaşların satıştan önce fırın olarak kullanılan taşınmazın diğer paydaşları ile pazarlık yaptıklarını, onların almaması üzerine payların müvekkillerine satıldığını, davacının pay satışlarını baştan beri bildiğini, davanın süresinde açıldığının kabulü halinde ise satış ile dava tarihleri arasında uzunca bir süre geçtiğinden ve taşınmazın değerinde önemli artışlar meydana geldiğinden dava konusu payın değerinin tespiti ile objektif değer artışının uygulanmasını savunmuştur.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Olayımıza gelince ; önalım hakkına konu edilen paylar davalıya 21.3.2003 ve 16.12.2003 tarihlerinde 15.000.000.000.-´şar TL bedelle satılmış, davacı da 15.10.2004 ve asıl dava ile birleştirilen davada 27.10.2004 tarihlerinde açtığı davalar ile önalım hakkı nedeniyle payların iptali ile adına tescilini istemiştir. Uyuşmazlığın satış tarihleri itibariyle 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu´nun 733. maddesinde yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülük yerine getirilmediğinden 15.10.2004 ve 27.10.2004 tarihlerinde açılan davalar süresindedir. Davalı alıcı, satışı noter aracılığı ile davacıya bildirilmediğine göre satış tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin geçmesine kendisi sebebiyet verdiğinden değer artırıcı unsurlar dikkate alınarak önalım bedelinin belirlenmesini isteyemez. Önalım hakkının tapudaki satış bedeli, harç ve masraflar tutarı üzerinden tanınması gerekirken keşfen belirlenen bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi, karar başlığında asıl dava yönünden davalı İlhan Coşkun´un isminin yazılmaması ve birleştirilen davada davalılar Ali ve Kenan Doğan yerine davalı olarak asıl davanın davalıları İlhan ve Mehmet Coşkun´un gösterilmesi de hatalı görüldüğünden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda (2) No´lu bentte yazılı nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.1.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.