Mesajı Okuyun
Old 23-06-2020, 01:11   #28
ekinheval

 
Varsayılan

17. Hukuk Dairesi 2016/19540 E. , 2019/7428 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, müvekkilinin eşi olan ...'ın 19/08/2011 tarihinde traktörü ile seyir halinde iken davalılardan ... yönetimindeki kamyonun traktöre arkadan çarpması sebebi ile yaralandığını ve kaldırıldığı hastanede 28/08/2011 tarihinde vefat ettiğini, bu olay nedeni ile Elmalı ASCM'nin 2011/300 esas sayılı dava dosyasında alınan kusur raporuna göre ...'in asli kusurlu olduğunu, müteveffa ...'ın ise tali kusurlu olduğunu belirterek, davacının destekten yoksun kalma tazminat tutarının belirlenmesini ve davalılardan faiziyle birlikte tahsil edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre davanın kısman kabulü kısmen reddine, 32.284,86 TL maddi tazminatının davalı ... açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi davalı ... şirketi açısından dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine (sigorta şirketinin sigorta poliçe sınırı olmak üzere) karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır.
Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107.maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir.
Somut olayda, dava tarihi 02/05/2012 olup, dava tarihinde yürürlükte olan HMK'ya göre belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Davacı, 30/06/2015 tarihinde vermiş olduğu dilekçe ile alacağını 32.284,86 TL artırmıştır. Daha sonra mahkemece ek rapor alınarak alacağın 48.774,24 TL olarak belirlenmesi üzerine davacı taraf verdiği dilekçe ile alacağını 48.774,24 TL'ye çıkarmıştır. Belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabilir. Ayrıca bundan bağımsız olarak HMK.'nun 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkı da mevcuttur.

O halde mahkemece; davacı tarafın 30/06/2015 tarihinde vermiş olduğu dilekçenin bedel artırım dilekçesi, 24.02.2016 tarihinde verdiği dilekçenin ise ıslah dilekçesi olduğunun kabulü ile davacının ıslah dilekçesi esas alınarak bir karar verilmesi gerekirken bedel artırım dilekçesini ıslah dilekçesi olarak kabul ederek bu dilekçedeki talep gibi karar verilmesi ve ikinci dilekçe olan ıslah dilekçesinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.