Mesajı Okuyun
Old 23-06-2020, 01:00   #26
ekinheval

 
Varsayılan

17. Hukuk Dairesi 2016/16262 E. , 2019/8747 K.

"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 23/06/2016 tarih 2016/İHK-1505 sayılı sayılı kararın, süresi içinde davacılar vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili sigorta tahkim komisyonu başvurusunda; 19.09.2015 tarihinde davacılar murisi ...'un yolcu olduğu araç ile karşı aracın karıştığı trafik kazasında davacılar murisinin vefat ettiğini, ...'un davacılar ... ve ...'nin oğlu, ... ve ...'nın babası, davacı ...'nın eşi olduğunu ve davacıların murisin ölümü ile desteğinden yoksun kaldığını, desteğin vefatından önce ... belediyesi'nde işçi olarak çalıştığını, B ve E sınıfı ehliyetinden dolayı iş makinesi kullanımını da üstlendiğini, aynı zamanda hafta sonları da ek iş olarak duvar ustası olarak çalıştığını ve günlük 100 TL yevmiye kazandığını, kaza tespit tutanağı ile her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun belirlendiğini, desteğin kusurunun bulunmadığını, davalı ... şirketinin her iki aracın da trafik sigortacısı olduğunu, talebinin belirsiz alacak niteliğinde olduğunu beyanla eş ... için 130.000,00 TL, çocuk ... için 14.000,00 TL, çocuk ... için 16.000,00 TL, anne ... ve baba ... için 10.000,00'er TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Uyuşmazlık Heyeti tarafından, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı ... için 171.660,83 TL, ... için 21.222,55 TL, ... için 21.222,55 TL, ... için 25.547,00 TL, ... için 39.174,50 TL olmak üzere toplam 278.827,43 TL nin 17.11.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahiplerine ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin 111.395,92 TL nin reddine, 2.kere ıslah mümkün olmadığından 11.218,29 TL hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili ve davalı vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından taraf vekillerinin itirazının reddine, davacı ... için 171.660,83 TL, ... için 21.222,55 TL, ... için 21.222,55 TL, ... için 25.547,00 TL, ... için 39.174,50 TL olmak üzere toplam 278.827,43 TL nin 17.11.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahiplerine ayrı ayrı ödenmesine, fazlaya ilişkin 122.614,21 TL nin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf başvuru dilekçesinde; davacılar desteği ...'un vefatından önce ... Belediyesi'nde işçi olarak çalıştığını, mevcut ehliyetlerinden dolayı iş makinesi kullanımını da üstlendiğini, aynı zamanda da hafta sonları da ek iş olarak duvar ustalığı yaptığını beyanla destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Hakem heyetince alınan hesap raporu ile; desteğin SGK kayıtlarına göre net asgari ücret ile çalıştığı ve hafta sonları duvar ustası olarak çalıştığının kabulü ile asgari ücretin 1.53 katı gelir üzerinden tazminat hesaplanmıştır. Taraf vekillerinin itirazı üzerine alınan ek rapor ile ihtimalli olarak net asgari ücret ve asgari ücretin 1.53 katı gelir ihtimallerine göre destek tazminatı belirlenmiştir. Hakem heyetince; asgari ücrete göre belirleme yapılan ihtimal benimsenerek karar verilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan terhis belgesi, takdir belgesi ve diğer belgelere göre desteğin ek iş olarak duvar ustalığı yaptığı ispatlanmış olduğuna, dosya kapsamında bulunan oda yazısı cevapları da birlikte değerlendirildiğinde desteğin gelirinin net asgari ücretin 1.53 katı olarak kabulü dosya kapsamına uygun düşmesi gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile net asgari ücrete göre hesaplama yapan ihtimalin hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
3-Kabule göre; Davacılar desteği yolcu olup, meydana gelen çift taraflı kazada vefat etmiştir. Davalı ... kazaya karışan her iki aracın da zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Davacılar vekili dava dilekçesinde; yolcu olan destek için teselsül hükümlerine göre destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamında bulunan her iki trafik sigorta poliçesinde de ölüm halinde kişi başı 290.000,00 TL teminat limiti bulunmaktadır. Hakem heyetince hükme esas alınan hesap raporunda; araçların sigorta aktüer raporunda desteğin yolcu olduğu araç %75 ve karşı araç %25 kusurlu bulunduğu ve taraf kabulünde olduğu belirlemesi ile davacıların zararları %75 ve %25 kusur oranlarına göre bölünerek ayrı ayrı 290.000,00'er TL limite göre değerlendirme yapılmış, desteğin yolcu olduğu araç trafik poliçesi yönünden davacıların %75 kusura tekabül eden zararları poliçe limiti olan 290.000,00 TL teminatın üzerinde kaldığından davacılar için garame yapılmış, kalan %25 olan zararlar 290.000,00 TL limit altında kaldığından garame yapılan zarar ile karşı aracın kusura denk düşen zarar toplamı davacıların destek zararı olarak kabul edilmiş, hakem heyetince de hükme esas alınmıştır. Hakem heyetince alınan aktüer raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Davacılar vekili, başvuru dilekçesinde destek olan yolcu için teselsül hükümlerine göre davalıdan zararın tazminini talep etmiş olmasına, kusur oranına göre talebini sınırlandırmamış olmasına göre, davalı ... davacılara karşı her iki aracın poliçe limiti ile tam kusura göre müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken her iki aracın poliçe limiti kusur oranlarına göre ayrı ayrı değerlendirme yapılması doğru görülmemiştir.
4-Yine kabule göre; 6100 sayılı HMK’nin belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde” (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin
olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Belirsiz alacak davasında davacı, alacağının tam ve kesin olarak belirlenmesinden sonra HMK 107. maddesine dayalı olarak bir kez alacağını artırabilir. Ayrıca davasını HMK 176. ve devamı maddelerine göre bir kez de ıslah edebilir. Somut olayda, davacı taraf davasını HMK'ya göre belirsiz alacak davası olarak açmıştır. Davacılar vekili, alacağını bir kez bedel artırım dilekçesi ile artırmış, daha sonra ıslah dilekçesi ile talebini bir kez daha artırmıştır. Belirsiz alacak davası olarak açılan davada harcını yatırarak bedel artırma talebinde bulunulabilir. Ayrıca bundan bağımsız olarak HMK.'nun 176. maddesi gereği ıslah yapmak hakkı da mevcuttur. Hakem heyetince; yanılgılı değerlendirme ile talebin iki kez ıslah edilemeyeceği gerekçesiyle ikinci dilekçe olan ıslah dilekçesinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
5-Yine kabule göre; hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK'nin 51. maddesi (818 sayılı BK'nin 43.) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir.
Somut olayda, davacılar desteği davalıya trafik sigortalı araçta yolcu olup davalı vekili hatır taşıması savunmasında bulunmuştur. Hakem heyetince; hatır taşımasının varlığı davalı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle indirim
yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm verilemez. Bu durumda, ceza dosyası getirtilerek irdelenmek suretiyle söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu tartışıldıktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) (3) ve (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı ...Ş.'ye geri verilmesine, 01/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.