Mesajı Okuyun
Old 18-03-2018, 16:50   #18
Mehmet Mustafa ÖZÜNVER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Bunun dışında alacağın küçük bir kesimini (belirlenebilenden az) dava ederek alacağın tespitinin de talep edildiği davaya kısmi eda külli tespit davası adını veriyor. Hükümleri bakımından belirsiz alacak davasının sağladığı hukuki korumayı (zamanaşımı, faiz başlangıcı) sağlamayacağını söylüyor.

Üstadım,
Yukarıda yazınızın alıntıladığım kısmında, alacak kalemleri içinde küçük bir kesimi dava edildiğinde, belirsiz alacak davasının sağladığı hukuki korumanın Yargıtayca kabul edilmediğini ifade etmişsiniz. Sizin de belirttiğiniz gibi, açılan davaların ekserisi bu surette açılmakta, örneğin trafik kazasından kaynaklı destek hesabında 1.000 TL gibi rakamlar belirtilmektedir. Bu davaların belirsiz alacak davası olmadığını söylemek Kanunun kendi ifadesi ile de terslik teşlik etmektedir.

Teferruatlı araştırmamış olsam da, sizin bahsettiğiniz kararlara denk gelmedim. Elinizde karar örneği varsa paylaşırsanız sevinirim. Ayrıca aşağıda alıntıladığım Yargıtay kararlarında kısmi eda külli tespit davasının, belirsiz alacak davasının bir türü olduğu ve zamanaşımının dava tarihi itibari ile dikkate alınması gerektiğinden bahsetmektedir. İlgili kararlar aşağıdadır:

Dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, bu dava kısmi eda külli tespit davasının türüdür. Bu nedenle zamanaşımı tüm alacak için dava tarihi itibari ile değerlendirilecektir. Davalı taraf cevap süresi içinde zamanaşımı defiinde bulunmamış, ıslahtan sonra ise zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Davanın türü nedeni ile ıslahta zamanaşımı itirazı dikkate alınamayacağının gözetilmesi gerekir.2016/27191 E.2016/21497K.

Somut uyuşmazlıkta; açılan dava belirsiz alacak davasının türü olan, “kısmi eda külli tespit” davasıdır. Bu tür davalarda zamanaşımı, alacağın tamamı için dava tarihi esas alınarak dikkate alınır. Dolayısıyla ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def’i dikkate alınamaz.2015/7443E.2016/20243K

Ancak sizin dediğiniz şekilde Yargıtayın kısmi eda külli tespit olarak nitelendirdiği davalarda, zamanaşımı hususunda gerekli hukuki korunma sağlanmıyorsa, bu durum çok vahim sonuçlara sebebiyet verebilecektir. Örneğin, bir şirketin zararın tazmini için açılan davada, zararın en az 1 milyon olduğunu bilmesine rağmen davacı davasını, belirsiz alacak davası olarak açıp 10.000 TL üzerinden dava ikame ettiğinde, bu davada zamanaşımının dava tarihi itibari ile kesilmeyeceğini söylersek çok büyük zararların doğacağı da aşikardır.

100 TL üzerinden belirsiz alacak olarak açtığım fazla mesai alacağında, Mahkeme tensiple birlikte davacının maaşı ve hizmet süresi ile orantılı olarak miktar belirtmem gerektiği ve belirttiğim miktar üzerinden eksik harcı yatırmam üzere kesin süre verdi. Ve harç tamamlama işleminin 107/2 manasında olmadığı ve hak kaybına sebebiyet vermeyeceği belirtildi. Ben bu sebeple en kötü ihtimal Mahkemenin bana süre verdiği şekliyle, çok cüzi miktarlar üzerinden dava açıldığı takdirde süre vererek bu işin çözüleceğini düşünüyorum. Aksi halde, çok büyük zararlara sebebiyet verilecek ve belirsiz alacak davasının bir anlamı kalmayacaktır.

NOT :Ben belirsiz alacak davasında belirtilen asgari tutarın sembolik olduğunu düşünmekteydim. Ancak, Yargı uygulaması belirttiğiniz şekilde ise bu asgari tutar sembolik olmayıp; devletin harcı peşinen alma gayesine matuf ve üzerinde titizlikle durulması gereken bir unsurdur diyebiliriz.