Mesajı Okuyun
Old 15-03-2018, 14:27   #15
imsel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Can DOĞANEL
Konuya ben de biraz takıldım.
Yargıtay görüşlerini şöyle özetleyebiliriz.
-Yargıtay tipik belirsiz alacak davasında belirlenebilen alacağın tamamının gösterilmesini ve tam ve kesin olarak belirlenebildiği anda ise değer artırımı yapılmasını arıyor.
-Bunun dışında alacağın küçük bir kesimini (belirlenebilenden az) dava ederek alacağın tespitinin de talep edildiği davaya kısmi eda külli tespit davası adını veriyor. Hükümleri bakımından belirsiz alacak davasının sağladığı hukuki korumayı (zamanaşımı, faiz başlangıcı) sağlamayacağını söylüyor.
-Davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutmasına sonuç bağlıyor ve sen belirsiz alacak da desen ben buna kısmi eda külli tespit derim diyor. (Şunu da belirteyim ki Yargıtay'ın önüne giden davaların çok büyük bir oranı kısmi eda külli tespit şeklinde. Kendim ve çevremde gördüğüm davaların yaklaşık oranının oraya yansıdığını düşünürsek)(Şu da var ki ben daha tam bir belirsiz alacak davasına hiç rastlamadım.))

Buna göre; benim bunlardan vardığım sonuç: Yargıtay belirsiz alacak davalarının gereği gibi açılamadığını görerek, katı bir uygulama yapmaktansa 107 ve 109. maddelerin karışımı bir davanın açılabileceğini kabul ediyor. Yani eda talebi kısmi dava, tespit talebi belirsiz alacak davasından alınmış karma bir dava. Böyle bakılınca aslında olabilir neden olmasın.

Ancak fazlaya ilişkin hakları saklı tutmaya böylesi bir sonuç bağlanmasını ben pek doğru ve gerekli görmüyorum. Bu ifadenin "o hukuki ilişkide" yalnızca bir kısımın dava edildiği anlamına gelmediğini düşünüyorum. Kastedilen o hukuki ilişki ile nispeten ilişkili ancak o hukuki ilişkiden başka ilişkilerden doğan hak ve alacaklar olup olmadığının ortaya konulması en azından davacıya açıklattırılması gerektiğini düşünüyorum.

Buradan hareketle eldeki davanın kısmi eda külli tespit davası ile tipik belirsiz alacak davası ayrımının iyi ortaya konması gerekliliği ortaya çıkıyor. Yani ek dava açılamaz diyebilmek için eldeki davanın bu davalardan hangisi olduğunu ortaya koymak gerekir.

Kısmi eda külli tespit ise fazlaya ilişkin kısım rahatlıkla ek davaya bırakılabilir. Çünkü Yargıtay bu davada zaten belirsiz alacak davasının tanıdığı hukuki imkanları davacıya tanımıyor.

Tipik belirsiz alacak davasında ek dava açılamaz diyebilir miyiz? Davacı son aşamada şu talepte bulunsa "alacağın belirsiz olup tespit edilen kesimine ilişkin davamı takip etmiyorum mevcut talebime göre (alacağın belirleyebildiğim kısmının tamamı ile tespit) karar verilsin. Bence diyememesi için hiçbir sebep yok. Belirleyebildiği alacak ve tespit için gerekli harcı zaten yatırmış. Belki harç temin edemediğinden belki başka bir sebeple alacağın mahkemece belirlenen değer arttırarak talep edebileceği kesimini şimdilik talep etmek istemiyor. Bu kesime ilişkin bu aşamada bir harç ödenmediğinden davayı takip etmemek için davalının muvafakat etmesi de gerekmez. Çünkü harcı yatırılmamış taleplerin esastan reddi ya da kabulü mümkün değildir. Zaten kanundaki "talebini arttırabilir." ifadesi de emredici değil "davacının iradesine bağlı" olduğunun ifade edildiği izlenimini doğuruyor.
Hak arama özgürlüğü açısından bakınca davacı tespit hükmü ile belirlenen kesim için ilamsız takip yapabilir. Doğrudan karşı tarafla anlaşabilir ya da ek dava açabilir. Dilerse hiç talep etmez. Kendine kalmış. Ancak ek dava açamaz gibi kalın bir çizgi çekmeyi gerektirecek bir sebep göremiyorum. Örneğin farkın çok yüksek bir bedel olup, harcın temin edilemediği durumda da hak arama özgürlüğünün zedeleneceğini düşünüyorum.
üstad teşekkürler.
biz ön incelemeden önce bedelle ilgili arttırım yaptık.tahkikata geçildikten sonra bilirkişi incelemesi yapılıyor.alacağın tam olarak belirlenebilmesi de bu andan itibaren mümkün.ıslah ile yada bedel arttırım dilekçesiyle bilirkişinin tespit ettiği değere yükseltemez miyiz? saygılar.