Mesajı Okuyun
Old 18-12-2010, 11:52   #3
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Sayın ayrıntıcı;

Hakkında, hangi ülke mahkemelerince verilmiş olursa olsun bir mahkumiyet kararını bırakın soruşturma dahi bulunmayan müvekkilinizin kendi yazılı beyanı dayanak yapılarak işverence iş akdinin feshini iyi niyetli ve "haklı" bir fesih nedeni olarak görmek mümkün değil.

Kaldı ki, İş Kanunu 25-III'e göre; "İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması." nedenine dayanarak işverenin haklı nedenle fesih hakkı bulunmakta. Ancak,

17.maddeye göre; "İş sözleşmeleri;
a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, Feshedilmiş sayılır."

Bildirim sürelerine bakıldığında 6 günlük bir göz altı/tutuklama süresinin, yurt dışında değil Türkiye'de dahi gerçekleşmiş olmasının işverene haklı nedenle fesih hakkı tanımadığı görülüyor.

Saygılarımla..

Sayın Ekici,
Soru sahibi meslektaşımızın mesajındaki aşağıya aktardığım ayrıntıyı dikkate alırsak,

Alıntı:
Yazan ayrıntıcı
6 gün tutuklu kalıyor ,tutuklulukta ki amacın içki kaçakçılığı yapıp yapmadığının araştırılması olduğu kendisine bildiriliyor sonrasında herhangi bir şey bulunmadığından cüzzi bir ceza ödeyerek serbest kalıyor.

İşverenin İş Kanunu 25/II-g'de belirtilen fesih nedeni gerçekleşmez mi?

Alıntı:
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.