Mesajı Okuyun
Old 23-03-2004, 11:25   #10
Cumok

 
Varsayılan

Öğretmenim; Bir baktım ki yazılanlara ben, hep yanlış biliyor muşum her şeyi. Amaaa, o yanlışların kaynağı var ya. İşte her şey orada başlıyor. Eşler hiçbir zaman kendi hallerine bırakılmaz nedense. Etrafta o kadar bir bilen vardır ki, başlar nasihatler, tavsiyeler, aman öyle değil böyle yap vs.ler.

İşte kopuşlar orada başlar. İki kişi kendileri pekala bir çözüm bulacaklardır ama, asla fırsat verilmez, bir çok iyi bilenler hep vardır etrafımızda. Aslında o bir bilenlerin durumu çok daha berbattır ama, etrafa akıl vermeyi bir görev bilirler. Ve birliktelik kopup parçalandığında etrafta kimse kalmamıştır, üstelik suçlu yine sizler olursunuz.

Aynı kafada asla olunamaz, bu sadece eşler için değil normal yaşamda bile aynı kafada iki kişi bulunamaz. Sadece ortaklık olabilir, paylaşım olabilir, karşılıklı hoşgörü olabilir kanımca. Aşk'ta asla huzur olamaz, eğer huzurlu bir aşk deniyorsa o, zaten aşk değildir. Aşk acıdır. Zaten aşk, zamanla yerini sevgiye, saygıya devredecektir. Önemli olan bunu başarmaktır.

Hem Sevgili Hem Dost? Ben buna dost değil, arkadaş demeyi yeğlerdim. Eşler dost olamaz ama arkadaş olabilirler. Bence olmaları da gerekir. Önce karşılıklı eş olununca sahiplenme, üstün olma, korumaya kalkışma yönlendirmeler başgösteriyor. Ama arkadaş gibi olunabildiğinde, bu sorunlar aşılabiliyor sanırım.

Kadın ya da erkek, ikisinin de yaşamdan beklentileri var. Bu yaşam gereği böyle. Ama eşler ne yazık ki kadın ya da erkek hiç farketmiyor, bir diğerini kendi gibi düşünmeye, kendi gibi olmaya zorluyor. Sanırım bunu aşabilmeli kişi, eğer başaramıyorsa ne yazık ki dağılma kaçınılmaz oluyor.
Evet, farklılıklarıyla sevebilmeliyiz, yapamıyorsak...