Mesajı Okuyun
Old 10-09-2008, 11:39   #10
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/12633

K. 2006/2544

T. 14.3.2006

• KİRALAYANIN BİRDEN FAZLA KİŞİ OLMASI ( Tahliye İstemine Yönelik İcra Takibinin Kiralayanların Tümü Tarafından Başlatılması ve Davanın da Birlikte Açılmasının Zorunlu Olduğu )

• TAHLİYE TAKİBİ ( Kiralayanların Tümü Tarafından Başlatılması ve Davanın da Birlikte Açılmasının Zorunlu Olduğu )

2004/m.269/ c


ÖZET : Kira sözleşmesi ilişkisinde birden fazla kiralayan bulunması halinde, tahliye istemine yönelik icra takibinin kiralayanların tümü tarafından başlatılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur.
Somut olayda, dava hakkının kullanılmasındaki eksiklik muvafakat verilerek giderilmiş ise de, bu aşamada icra takibinin başlangıcında oluşan eksiklik giderilemeyeceğinden temerrüt olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez.
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Uyuşmazlık kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istekli icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkeme istem gibi karar vermiş. karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına. toplanan delillere. kararın dayandığı gerekçelere göre davalı borçlu vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı borçlu vekilinin tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince icra takibinin dayanağı olan 1.1.1994 başlangıç tarihli kira sözleşmesi sözlü olup. icra takibi tek başına davacı alacaklı tarafından payına isabet eden kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak yapılmıştır. Davalı kiracı ihtara ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde yaptığı itirazında kiralayanların iki kişi olduğunu ileri sürmüştür. Bu husus davacı alacaklı tarafından dava dilekçesinde kabul edilmiş olup yargılama sırasında diğer kiralayan AKÖ'nün davaya muvafakati sağlanmıştır. İİK'nın 269/c maddesine dayanan itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde ilamsız icra takibinin kiralayanların tümü tarafından birlikte yapılması ve davanın da birlikte açılması zorunludur. Dava hakkının kullanılmasındaki eksiklik muvafakat sağlanması suretiyle giderilmiş ise de ihtar yerine geçen icra takibindeki eksikliğin bu aşamada giderilmesi mümkün olamayacağından temerrüt olgusunun gerçekleştiğinin kabulü olanaksızdır. Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1.bentte yazılı nedenle kararın alacağa ilişkin kısmının ONANMASINA, 2. bentte yazılı nedenle tahliyeye ilişkin kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına. 14.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2006/6584

K. 2006/8792

T. 19.9.2006

• DAVA VE TAKİP YETKİSİ ( Kira Sözleşmesinde Kiracıların İki Kişi Olması - Davacı Alacaklının Tek Başına Takip Yapmasında ve Dava Açmasında Bir Usulsüzlük Bulunmadığı )

• KİRA ALACAĞININ İCRA YOLUYLA TAKİBİ ( Borçlu Kesinleşen Miktar Borcu Ödediğini İİK'nun 269/C Maddesinde Belirtilen Nitelikte Bir Belge İle Kanıtlaması Gereği )

• KİRALAYANIN BİRDEN FAZLA OLMASI ( Davacı Alacaklının Tek Başına Takip Yapmasında ve Dava Açmasında Bir Usulsüzlük Bulunmadığı )

2004/m.269


ÖZET : Dava, kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinde kiracılar iki kişi olup kira parasının her ayın 15. gününe kadar kiralayanların 1/2 payları oranında banka hesabına ödeneceği kararlaştırılmış olması karşısında davacı alacaklının tek başına takip yapmasında ve dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davalı takibe dayanak yapılan kira sözleşmelerindeki imzasını açık ve kesin olarak inkar etmediği gibi ödeme emrinde belirtilen kira miktarına da açıkça karşı çıkmadığından bu miktar borcun varlığı kesinleşmiştir. Borçlu, bu miktar borcu ödediğini İİK'nın 269/c maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlaması gerekir.
DAVA : İcra mahkemesince verilmiş karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağı nedeniyle başlatılan icra takibi üzerine düzenlenen ödeme emrine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve icra tazminatı isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı 15.01.2004 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak borçlu hakkında başlatmış olduğu icra takibi ile 1/2 payı karşılığı bakiye 7.340.00.YTL kira alacağının tahsilini istemiş 15.10.2005 tarihinde tebliğ edilen örnek ( 7 ) sayılı ödeme emrine karşı borçlu kiracı: "kiralayanların iki kişi olup kiralayanlardan biri tarafından yapılan takibin usulsüz olduğunu, kiranın ödendiğini, hiçbir borcu bulunmadığını" bildirerek itiraz etmiştir. Kiralayanlar Yusuf ve Şevki olup, kira sözleşmesinin özel şartlar 3. maddesinde "kiraların her ayın 15. gününe kadar kiralayanların 1/2 payları oranında bildirdikleri banka hesabına ödeneceği" hususunun kararlaştırılması karşısında davacı alacaklının tek başına takip yapmasında ve dava açmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davalı takibe dayanak yapılan kira sözleşmelerindeki imzasını açık ve kesin olarak inkar etmediğinden İİK'nın 269/2. maddesi uyarınca kira sözleşmesini kabul etmiş sayılır. Borçlu, ödeme emrinde belirtilen kira miktarına da açıkça karşı çıkmadığından bu miktar borcun varlığı da kesinleşmiştir. Borçlu ödeme emrinde belirtilen kira miktarına karşı çıkmadığından bu miktar borcu ödediğini İİK'nın 269/c maddesinde belirtilen nitelikte bir belge ile kanıtlaması gerekir. Borçlu kiracı ödeme savunmasını açıklanan nitelikte bir belge ile kanıtlayamadığından itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 19.09.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.