Mesajı Okuyun
Old 29-07-2010, 14:23   #10
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Kuşkuya yer yoktur ki, avukat meslektaşlarımın kendi davranışları kendi saygınlığını belirler.

Sürekli "efendim" diyen, duruşmada, hakim odalarında el pençe duran, dosyaya hakim olmadan ne konuştuğunu kendisi bile anlamayan avukatın alacağı itibar bu davranışı kadardır.

Ancak dilemmanın birde başka yönü vardır.

Mesele sadece avukat ile "hukuk memurları" arasındaki teatiden kaynaklanmıyor; bir sebepte savcı ile katibi arasındaki iletişim.

Mesleğe yeni başlayan bir katip memur var, benim katibimin abisi,

Abi katip, gününün çoğunu kalemde ve savcının yanında geçiriyor, kardeş katip gününün çoğunu adliyede ve avukatlık bürosunda geçiriyor,

her ikiside işe başlayalı 4-5 ay oldu,

geçenlerde abi katip ile karşılaştık, anlatıyor.

avukatların çoğunu anlamıyorum diyor, çoğu dosyaya hakim değil, olmayacak istekleri var, nasıl hukuk mezunu anlamıyorum diyor.

Bu düşüncelerin kendisine ait olmadığının farkında değil...

Dosyaya hakim olmadıklarını nereden biliyorsun diyorum, daha işin başında bu kanıya nasıl vardın. Hukuk bilgisi ölçüsünü neye göre yapıyorsun diye soruyorum.

Bizim orada çalışan katiplerde aynı şeyi düşünüyor diyor, savcı ve hakimlerin çoğu avukatların arkasından söyleniyor, "bu da avukat mı şimdi" gibi laflarla konuşuyorlarmış. vs....

Bu laflar doğrudur veya yanlıştır, bazı meslektaşlarım davranışları ile bu lafları dedirtiyor da olabilir ancak mesele şudur;

Ben, benim yanımda çalışan katibime, gerek adliyede gerek ofisimde, vatandaşla veya hakim, savcı, memur ve avukatlar ile nasıl iletişim halinde olması gerektiğini dile getiriyorum. Belki söylememe gerek bile yok ancak icra memurlarının veya kalem memurlarının canınızı sıkabileceğini, hatta incetebileceğini ancak bunu kendi yoğunluklarına bağışlamanız gerektiğini, biraz alttan almaları gerektiğini tembih ediyorum.

Aynı tembihler, kamu görevlisi memura yapılıyor mu? Aslında kamu görevine haiz bir şahsın tembihe ihtiyacı yoktur, ancak gün içerisinde sürekli duruduğu hakime veya savcıya özel bir saygısı, özel bir ihtimamı olduğu açık, belki bu ihtimam bir korkudan veya bir hayranlıktan kaynaklanıyor olabilir.

Şundan eminim ki, o hakim veya savcı nezdinde çalıştıkları personele bir avukata nasıl davranması gerektiğini izah ederse veya gerekirse sicil korkusuyla bunu aşılarsa veya hiç konuşmadan, kendileri bir hukukçu hakkında konuşurken veya davranışta bulunurken gerektiği gibi ihtimam gösterirlerse, katibide olması gereken gibi davranacaktır.

Benim katibim adliyede bir saygıszlık yaparsa bu benim ayıbımdır, unutulmamalıdır ki savcı katibi kamu görevlisi olsa dahi yapacağı saygısızlık o savcının ayıbıdır.

Soru ile açılan meselenin künhüne dönersem, telefonda bir meslektaşım bilgi almak istemiş, bilgi alırken kullandığı metod yanlış olabilir, ancak telefonda arayan avukata veya vatandaşa hitap tarzı ne olursa olsun bu şekilde olmamalıdır, bu ayıp kamu görevlisi memurun olduğu kadar onun sicilini tutan sorumlu kişinidir aynı zamanda...

Savcının, hakimin odasına girdiği zaman ceketini iliklemeyi öğrenen katip; bir avukat ile nasıl konuşması gerektiğini de öğrenir; öğrenememesinin tek müsebbihi avukatların davranışları değildir...

Kolay Gelsin...