Mesajı Okuyun
Old 27-10-2006, 20:16   #14
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Yargıtay Kararları

KARAR: 1
T.C.
YARGITAY
21. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/7690
K. 2001/7421
T. 5.11.2001
• İSTİHKAK DAVASI ( Mülkiyet karinesinin aksini isbat )
• MÜLKİYET KARİNESİ ( İstihkak davasında )
• EVLİLİK DIŞI YAŞAYAN EŞLER ( İstihkak davasında mülkiyet karinesi )
• FATURA ( İstihkak davasında isbat gücü )
2004/m.97/a,96
ÖZET : Haciz adresinde, tarafların gayrıresmi olarak birlikte yaşadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda mülkiyet karinesi borçlu ve dolayısıyla alacaklı yararına ise de, bu yasal karinenin aksi tanık dahil her türlü güçlü delil ile isbat edilebilir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı ( 3. kişi ) tarafından istenmiş, merciice ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Havva Aydınlı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre davacı 3. kişinin aşağıdaki yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Uyuşmazlık İİK.nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı 3. kişinin istihkak davasına ilişkindir. Tarafların gayri resmi olarak haciz adresinde birlikte yaşamakta oldukları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Bu durumda İİK. 97/a maddesi gereği mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına ise de bu yasal karinenin aksi tanık dahil her türlü güçlü delille isbat edilebilir. Davacı hacizli mallardan Tebo marka çamaşır makinasına ilişkin 26.4.2000 tarihli fatura ibraz etmiştir. Bu faturanın gerçekliliğinin saptanması halinde yasal karinenin aksinin kanıtlandığının kabulü gerekeceği açıkça ortadadır. Hal böyle olunca faturaya dip koçanın getirtilmesi, faturayı düzenleyen şirket yetkilisinin dinlenmesi gerektiğinde şirket defterlerinde faturanın ve şirket envanterinde faturada yazılı malların kayıtlı olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle ve faturanın her zaman düzenlenebileceği gerekçesiyle adı geçen hacizli mal yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
O halde davacı 3. kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle ( BOZULMASINA ) oybirliğiyle karar verildi.




KARAR: 2

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/5884
K. 1997/8033
T. 8.7.1997
• EVLİLİK DIŞI HUKUKİ İŞLEMLER ( Karşı Tarafın Açık Muvafakatı Olmadıkça Şahit Dinlenemeyeceği )
• ŞAHİTLE İSPAT YASAĞI ( Evlilik Dışı Hukuki İşlemler )
1086/m.288,289,293
ÖZET : Taraflar arasında evlilik yokken oluşan hukuki işlemleri ispat için tanık dinletilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle, duruşma için tayin olunan bugün "temyiz eden vekili avukat H.B. geldi. Karşı taraf vekili avukat M.Ş. geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konusu ... plakalı araç ve 12. bağımsız numaralı taşınmaz mal davalı tarafından, tarafların evlenmesinden önce iktisap edilmiştir. Taraflar arasında evlilik yokken oluşan hukuki işlemleri ispat için davacı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu`nun 293/1. maddesinden yararlanamaz. Şu halde iddia, aynı kanunun 288. maddesi uyarınca davalının açık muvafakatı olmadan ( HUMK. 289 ) şahitle kanıtlanamaz. Davacı dava konusu ... plakalı aracın kendisine ait olduğunu ispat edememiştir. Bu aracın ve evin alınması sırasında davacı ile davalı arasında akdi bir ilişkinin varlığı kabul edilemez. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Hükmün açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, oybirliği ile karar verildi. 8.07.1997

KARAR: 3
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1995/5994
K. 1996/3549
T. 8.4.1996
• AHLAK VE ADABA AYKIRILIK NEDENİYLE BONONUN İPTALİ ( Evlilikdışı Birlikteliğin Sürdürülmesi Karşılığında Tanzim Edilen Bono )
• EVLİLİKDIŞI BİRLİKTELİĞİN SÜRDÜRÜLMESİ KARŞILIĞINDA TANZİM EDİLEN BONO ( Ahlaka ve Adaba Aykırılık Nedeniyle İptal )
• BONONUN AHLAKA VE ADABA AYKIRILIK NEDENİYLE İPTALİ ( Gayrimeşru Birlikteliğin Sürdürülmesi Maksadıyla Tanzim Edilen )
6762/m.690
ÖZET : Davalıya verilen bononun evlilik dışı ( gayrimeşru ) birlikteliğin sürdürülmesi karşılığında olduğu kanıtlandığından, bu durumu ahlak ve adaba aykırı görerek bononun iptaline hükmeden yerel mahkeme kararı yasaya uygundur.
DAVA : Taraflar arasındaki senet iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine ( ... ) gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile gayrimeşru ilişki kurduğunu, bu ilişkinin devam etmesi için davalıya takibe konu 25.000.000 TL.'lık bonoyu verdiğini iddia ederek ahlaka ve kamu düzenine aykırı olarak verilen ve geçersiz olan bononun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının hile ve desise ile evlilik tesis etmek istediğini, resmi evlilik yapmayınca müvekkilinin senedi tahsile koyduğunu, davalının bunda kusuru olmadığını, takibin kesinleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacı iddiası, davacı tanık beyanları ve Asliye Ceza Mahkemesinin dava dosyası ve mahiyeti dikkate alındığında davacı ile davalının gayrimeşru ilişkide bulundukları ve bu ilişkinin sürdürülmesi için davacının davalıya dava konusu senedi imzalayıp verdiği gerekçesi ile davanın kabulü ile dava konusu bononun iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, evlilik dışı birlikteliğin sürdürülmesi için verildiği anlaşılan bononun ahlak ve adaba aykırılığının kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ( ... ) ( 8.4.1996 ).

KARAR: 4
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3253
K. 2004/6453
T. 18.5.2004
• NÜFUS KAYITLARININ DÜZELTİLMESİ ( Davanın Anne Ve Baba Oldukları İddia Edilen Mirasçılara Yöneltilmesi Gereği )
• EVLİLİK DIŞI İLİŞKİ ( Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi İsteği )
4721/m. 36
1587/m. 46
ÖZET :Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davanın anne ve baba oldukları iddia edilen 1323 doğumlu Mustafa B... ile Rahime'nin mirasçılarına yöneltilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden davalılar vekili Av. Mehmet ve karşı taraf vekili Av. Mehmet D.. doruk geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davalıların miras bırakanı 1950 doğumlu Emine T...'nin Emine B... ile 1929 doğumlu Mustafa B...'den değil 1323 doğumlu Mustafa B... ve Rahime'nin evlilik dışı ilişkisinden olduğu, kaydın buna göre düzeltilmesi istenilmekle nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davanın anne ve baba oldukları iddia edilen 1323 doğumlu Mustafa B... ile Rahime'nin mirasçılarına yöneltilmesi, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik hasımla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 375.000.000 lira vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılara verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.05.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.

KARAR: 5
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/1990
K. 2002/3485
T. 14.3.2002
• EVLİLİK DIŞI DOĞAN ÇOCUĞUN VELAYETİ ( Velayetin Anaya Ait Olması )
• VELAYET ( Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayetinin Anaya Ait Olması )
• TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNDEN ÖNCE SAHİH OLMAYAN NESEPLİ ÇOCUKLAR ( Yeni Medeni Yasanın Yürürlüğe Girmesinden İtibaren Bu Kanunun Soy Bağına İlişkin Hükümlerinin Uygulanması )
4721/m.12,337/1
ÖZET : Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti anaya aittir. Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce sahih olmayan nesepli çocuklar hakkında Yeni Medeni Yasanın yürürlüğünden itibaren bu kanunun soy bağına ilişkin hükümleri uygulanır. Bu esas gözönünde tutularak davanın çözümlenmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkamece verilen ve hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı yeni Türk Medeni Kanununun 337. maddesinin 1. fıkrasına göre "... ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir..." Türk Medeni Kanunu ile aynı tarihte yürürlüğe giren 4722 sayılı "Türk Medeni Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 12. maddesinde.." Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden önce sahih olmayan nesepli çocuklar, yürürlük tarihinden başlayarak bu kanunun soybağına ilişkin hükümlerine tabi olacağı" öngörülmüş, aynı maddenin 2. fıkrasında da "..: bu çocuklar vesayet altında iseler; velayetin kaldırılmasını ( nez'ini ) gerektiren sebepler olmadıkça en eç 1 yıl içinde velayet hükümlerine tabi olacakları..." belirtilmiştir. Dava kamu düzeni ile ilgilidir.
Davacı ve davalıya ait nüfus kayıtlarının getirtilmesi, boşanma kararının kesinleştiği tarihin tesbiti, çocuğun doğum tarihinin saptanması ve nüfusa nerede kayıtlı olduğunun belirlenmesi; ve davanın yukarıdaki hükümler gözetilerek sonuca bağlanması gerektiği gözetilmelidir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 14.3.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.