Mesajı Okuyun
Old 14-12-2017, 11:45   #1
Samet İLDEŞ

 
Varsayılan Başka Türlü Delil Elde Edememe Kaygısı Ve Kanuni Delil İlkesi Bağlamında Telefon Kaydı Meselesi

Yargıtay 18. CD’nin yakın zamanda vermiş olduğu bir karar dikkat çekti. Hatta bazı medya organları kararın içeriğini biraz da eğlenceli bir tarzda kaleme aldılar. Karara göre telefon konuşması esnasında işlenen hakaret suçlarında müştekinin karşı tarafın rızası olmadan tuttuğu ses kaydının delil olarak kullanılabileceğine hükmedildi Zira daireye göre müştekinin eylemi özel hayata müdahale anlamına gelmemekle birliklte, bu eylem bir delilin muhafazasından başka bir anlama gelmemektedir. Bu tür bir korumaya ihtiyaç duyulması normaldir. Zira bir daha bu denli bir delil bulma olasılığı mevcut değildir.
Karara bakıldığında teknik gereklilikler, delil sayılabilecek unsura ulaşma gibi faydalar için mantıklı bir tercihin yapıldığı söylenebilir. Gerçekten bahsedilen bu yol hem daha az masraflı, hem daha az zahmetli, yargılamanın nihayete erdirilmesi için de daha avantajlıdır. Fakat bu tür bir karar ister istemez şu soruları sordurur:
- CMK’nunda düzenlenen Koruma Tedbirleri ne işe yaramaktadır?
- Ceza davalarında herkes kendi delilinin kendisi getirse daha mı iyi olacaktır?
- Kanunlar hukuki güvenliğe hizmet etmez mi? Haddi zatında bir kuralın yazılı olmasındaki başlıca fayda bu değil midir?
- Bir delilin “hukuka uygunluğu”nu mu ararız? Yoksa hukuka uygun sayılabilecek deliller de bizim için yeterli midir? Buna kim karar verecektir?
- Bir delili hukuka aykırı olmaktan çıkaran şey işlenen suçun özelliği midir? O halde toplumsal infiale sebebiyet veren veya canice işlenmiş suçlarda her şey delil her yöntem hukuki mi sayılacaktır? İşkence....????
- Yargılama makamlarının delil toplamadaki yetersizlikleri, bu konudaki teknik eksiklikler, personel açıkları, mevzuat problemleri bu kararda örneği gösterilen şekilde mi ikmal edilecektir?
- Bir delilin kaybolma olasılığı varsa herkes kendisine göre istediği koruma tedbirlerinden birisine başvurma hakkına sahip midir? Pekala hepsine mi? Örneğin kendi tutukevimizi kurabilir miyiz?
Tüm bunlar sorulabilecek binlerce sorudan sadece bir kaçı...