Mesajı Okuyun
Old 21-03-2007, 16:24   #18
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

Bu tartışma konusu gerçekten de yararlı oluyor ( Özellikle benim gibi meslekte hala çıraklık yapan avukatlar açısından çok yararlı ,diye düşünüyorum. Dönüp temel bilgilerimize bakma zorunluluğu duyuyoruz. )

Fikret Eren Hocanın Borçlar Hukuku- Genel hükümler kitabına göz attım. Yan edimlerle ilgili görüşü nedir, diye.

Fikret Hoca, yan edimleri ikiye ayırarak incelemiş : Yan edim yükümü ve bağımlı yan yükümler.

Tüm yan edim yükümlerini, aynen Sn.Dikici gibi BK m. 101 ve 106'ya tabi görüyor. Bağımlı yan yükümleri ise bundan ayrı tutmuş.

Diyor ki, " ...Sözleşmede diğer tarafın borçlandığı karşı edimin belirli bir kısmı, yan edimin ifası gözönünde tutularak kararlaştrılmış bulunmaktadır. Bu nedenle bu tür hükümlere 'karşılıklı, ivazlı veya denk ( muadil ) yar edim yükümü' de denilmektedir. Yan edim yükümlerinin ifa edilmemesi halinde, alacaklı ifa davası açabilir. BK 96 ve 106. maddelere göre hareket edebilir."

Sn. Dikici,
Alıntı:
Bk.106. madde ile 260. maddeyi karşılaştırmak hatanın esasıdır kanatindeyim.
diyor.

Bence de burada, karşılaştırma yapılmamalı. Ancak, konu kira olduğunda, özel düzenlemelere bakma ihtiyacı hissediyorum. Kira ile ilgili olarak yasa koyucunun özel düzenlemelere gitmesinin ve bu husustaki bazı konuları sınırlandırmasının altında, ekonomik bakımdan güçsüz olanı koruma amacı bulunuyor. O zaman düşüncem şöyle bir sistematiği izliyor :

a) BK m.101 ve106 genel akit tipleri ile ilgili olarak cepte
b) Bu ilişkiyle ( kira akdi ) ilgili özel bir yasal düzenleme var mı? Ne diyor?

Borçlar Kanunu, 260'ta özel bir temerrüt hali düzenlendiğini ve bu temerrüdün temelde kira parası ( ya da kira parası sayılan ödemeler ) ile sınırlandırıldığını düşünmeden edemiyorum. Üstelik bu düşünceme bir de madde 256 ekleniyor ( kira akdinin feshinde yan edim yükümü sayılan durumları yasa ayrıca düzenlemiş ) Dolayısıyla, BK k.101 ve 106'dan bir sapma olacağını düşünüyonum.

Bence, bu hükümlerin esnetilmesi daha evvel de belirttiğim gibi dürüstlük kuralına aykırılık ile mümkün. Zira, dürüstlük kuralı uygulanırken, borcun asli, feri, tali vs. olması önem taşımaz.

Sn.Metin, HGK'nın sadece ilgili olay bakımından bağlayıcı olduğuna ilişkin kuralı belirtmiş. Buna diyecek hiçbirşey yok. Ancak, bir önceki mesajımda sunduğum İBK'de yan bir yükümün kontratta kiracıya yüklenmesine rağmen bu durumun temerrüt ve dolayısıyla tahliyeye sebep olmayacağı yer almış. ( Gerçi karardaki yan edim biraz istisnai ama,baktığımızda kira akdinin temelinin kiralananın kullanılması karşılığında ödenen kira parası olduğu girişi bulunuyor.)

Kısaca, mevzuata bakıp yorum yapmaya çalıştığımda, kira ilişkisindeki özel düzenlemeleri pas geçemiyorum ve bu düzenlemelere karşı elimde dürüstlük kuralının savunması kalıyor.

Saygılar.