Mesajı Okuyun
Old 16-03-2007, 23:41   #5
halit pamuk

 
Varsayılan

Merhaba,Sayın Tikici,

Öncelikle, beyinleri tahrik eden sorunuzdan dolayı kutluyorum.

Tali edimlerde bir borçtur.Ancak bir borçtur deyip işin içinden sıyralamayız.Bir sözleşmenin konusu birden fazla borcu içeriyor ve bunlardan biri asli borç diğeri tali borçsa;ve asli borç yerine getirilip tali borç yerine getirilmemişse, borçlunun temerrüdü hükümleri uygulanmaz.Şöyle ki,

Borç ilişkisini bir bütün olarak değerlendirmek gerekli.Asli borç için ayrı tali borç için ayrı bir hukuki sonuç olmaz.Borcun ifasının gayesi asli borcun yerine getiriLmesidir.kiracı için oturacağı evi teslim almak, kirayı veren içinse ev karşılığında kira parası almak,önemli olan.Eğer bunlar sözleşmede yoksa ortada geçerli bir sözleşme yok demektir.Bunun haricinde diğer borçlar, kira sözleşmesinin kimliğini, hukuki niteliğini doğrudan etkilemez. olmazsa olmazı değildir.Mesela ödemezlik defi açısından düşünün: yan borçların yerine getirilmemesi halinde bu defiyi ileri süremeyiz. Ancak asli borçlar karşılığında bu defiyi ileri sürmemiz mümkün.

Ayrıca Yargıtayı da tebrik etmek lazım: Mk.m.1 yorumu harika.Yani yargıtay'ın yorumuna tamamen katılıyorum.

"depozito teminatı olarak bono verilmesine" hükmetti diyelim; bu durumda sizin devamlı bahsettiğiniz,Bk.m 97 ne güne duruyor.(tabi bu ayrı bir tartışma konusu)

Kira akitlerinde sona erme sebepleri kanunda açıkça belirtilmiştir. Bunlar arasında yan borçlar yoktur..Beğenilmiyorsa kanun değiştirilmesi gerekir.Yapacak bir şey yok.Aslında adil olmayanda bir şey yok.

özetle:

1. bir akitte asli borç yerine getirilmiş,yan borç yerine getirilmemişse: Bk.m.96 ve 97
yani borç ifa edilmiştir demek ancak kötü ifa edilmiştir demek.

2. Asli borç zamanında yerine getirilmemişse: Bk.m.101 ve buna bağlı olarak Bk.m106

Saygılarımla