Mesajı Okuyun
Old 03-05-2010, 15:58   #11
Av.Selim Balku

 
Varsayılan Taşeronlaşmaya Hayır!

İşçilere ara dönemlerde ödenenen kıdem tazminatlarında ki hata şudur.

İşçi çalışması devam ettiği halde kendisine kıdem tazminatı ödenmesidir.

Olaydaki saçmalık ise şudur; Yargıtay'ın bu gibi olaylara verdiği karar,

Yargıtay Kararlarını incelerseniz, şu husustan bahseder, "işçinin kıdem tazminatı, hizmet akdinin son bulmasıyla ödenir, işverenler tarafından işçilere bazı dönemlerde kıdem tazminatı adı altında ödemeler yapılmaktadır. Bu bu ödemelerin kıdem tazminatı olarak kabul etme imkanı yoktur."

Buraya kadar bir problem yok, işçinin çalışması ertesi gün devam ediyor, sen kıdem tazminatı ödeyemezsin deniyor, ancak aynı kararların devamında;

"kıdem tazminatı adı altında ödenen tazminatlar, avans ödemesi olarak kabul edilmeli, işçinin hizmet akdi fesih olduğu zaman ödenecek kıdem tazminatından yasal fazi ile birlikte mahsup edilmelidir"

Saçmalık şu, kıdem tazminatı ödemesini kabul etmedin ama ödenen paranın ismini değiştirip avans dedin, değişen ne oldu?
netice itibariyle işçiye ara ödemelerin yapılmasına cevaz verdin,

Bence çözüm şu şekilde olmalı, işveren tarafından ara dönemlerde ödenen kıdem tazminatı, avans ödemesi olarak telakki edilmemeli, işçinin hizmet akdi son bulduğu zaman kendisne ödenecek olan kıdem tazminatından önceki ödemeler mahsup edilmemelidir.

Peki işverenin adı her ne ise verdiği ücreti işçi açısından haksız kazanç olmuyor mu?

İşveren daha önceki dönemlerde ödediği ücretin iadesini istiyorsa bunu harici bir dava ile elde etmelidir.

İşçi sebepsiz zenginleşmiş ise, işveren davasını açsın verdiği parayı alsın...

Alıntı:
1. Asıl işveren bakımından açılan davanın kabulle sonuçlanması hali- yedinde tuttuğu keseneği bankaya yatırırsa talep tarihine kadar işleyecek faiz hükmedilecek faize denk gelecek diye düşünebiliriz. Ancak yine de yargılama giderleri ile birlikte kesintiden fazlasını ödemek durumunda kalacak. Kabul edilen dava sonucunda kendisine rücu edilen alt işveren- hakedişimden zaten kesinti yapıldı, bakiye asıl işveren zararı beni bağlamaz diyebilecek mi? (Bana kalırsa diyemeyecek.) Varsayımımdaki mali açıdan daha istikrarsız küçük yüklenici belki o tarihte bulunamayacak, rücu edilemeyecek ve bu halde de asıl işveren zarar edecek.

Sizin varsaydığınız ihtimali değerelendirirsek, İşçi dava açma zorunluluğunu neden duymaktadır, çünkü kendisine ödeme yapılmadığından, asıl işveren mahsup edip, işçiye ödeme yapmıyorsa elbette yargılama giderlerini ödemeli, alt işveren açısından, kıdem tazminatını zaten ödemişse, kendisi açısından bir zarar doğmayacaktır. Ödediğini ispat edecek o kadar, dava kendisine açılmışsa, asıl işvereni ihbar edecek.

4857 sayılı yasanın 2. maddesi asıl işvereni ve alt işvereni işçilik alacaklarına karşı ortak sorumlu görür. Asıl işveren, alt işverenle yapmış olduğu sözleşme gereği işçinin kıdem tazminatınından alt işveren sorumlu olacaktır veya yarı yarıya sorumlu olacağız diyebilir. Bu hususların hiçbiri işçiyi ilgilendirmemelidir, alt işverenin zararı, asıl işverenin zararından ziyade yasa gereği işçinin menfaatini düşünmeliyiz.

Uygulamada en çok karşılaştığımız sorunun bence tek bir çözüm yolu vardır, taşeronluk sistemini kaldırmak...

Taşeronluk sistemi var oldukça, uygulamada sorun bitmeyecektir. İşsizlik artacaktır, işçi hakkını çoğu zaman alamayacaktır. Devlet zarar edecektir, hizmette kalite düşecektir.

Kolay Gelsin...