Mesajı Okuyun
Old 18-02-2012, 17:42   #19
janveljan

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Janvelican kardeşim,

Maalesef kararları kanun vermiyor. ) Yargıtay, icra mahkemelerinin şekli anlamda inceleme yapacağını, kararlarının sadece şekli anlamda kesin hüküm etkisi göstereceğini bir başka deyişle bildiğimiz maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurmayacağını sürekli kararlarıyla ortaya koyuyor. Bu durum öğreti tarafından da benimseniyor.

Öyle ki somut davamda, ilamsız takipte alacağın dayanağı olarak gösterilen bir çekte takip alacaklısının taraf sıfatı dahi olmamasına rağmen, takibine dayanak yaptığını, ilamsız takiplerde alacağa sebep göstermek mecburi değil ise de takipte bir defa alacağa dayanak gösterilirse bunun artık sebebe bağlandığını kabul etmek gerekeceğini ve bu konunun mahkemece re'sen dikkate alınması gerekeceğini... izah eder mahiyette defalarca dilekçeler vermeme rağmen oralı bile olunmadı... Sen nerede yaşıyorsun azizim? )

Muhterem Mehmet kardeşim,

Bende sizin gibi istanbul denen mega köyde yaşıyorum
Öte yandan meslekte bazen öyle kararlarla karşılaşıyorum ki acaba burası Patagonya mı diye düşünmüyor da değilim

Yukarıda İcra hakimliklerinin hükümlerinin şekli anlamda kesin hüküm etkisi olduğundan bahsetmişsiniz (peşin peşin bana bu argümanlarla gelmeyin dedim ama dinletemedim maalesef )
Somut olayda sorduğunuz sorunun yani icra hakimliğindeki ihalenin feshi davasında tebligatın usulsüzlüğünün ispat yönteminin icra hakimliklerinin kararlarının kesin hüküm etkisi ile uzaktan yakından bir ilgisi yok.(Aramızda kalsın ama bu konunun işgal ettiğimiz bu forum başlığıyla da bir ilgisi yok )

Bir önceki mesajımda alıntı yaptığım ve sizin başınızdaki hukuksuzlukla oldukça örtüşen Yargıtay içtihadında " Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde, hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup, iddiayı tahkik etmelidir." denmekte Zabıta araştırması ,tanık dahil her türlü delille tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini ifade etmektedir.

Aşağıda aynı yönde benzer bir içtihat daha var.

Alıntı:
Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulunun 7.4.1982 tarih, ve 1377-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir. Somut olayda, şikayetçi, tebligat parçasında yazılı olan ve bizzat kendisine tebligat yapıldığını gösteren imzanın sahte olduğunu ileri sürdüğüne göre, bu iddianın yukarıda belirtilen ilkeye uygun olarak her türlü delille kanıtlanması mümkün olmakla, şikayetçinin örnek imzaları alınıp yöntemince inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. (12. HD 3.10.2005 T. E. 2005/14736 K. 2005/18774)

Anlaşılan Yargıtay 1982 yılındaki Genel Kurul kararından bu yana tebligatın usulsüzlüğü iddiasının, zabıta araştırması,tanık,imza incelemesi gibi her türlü delille ispatlanabileceği yönünde kararlar veriyor.

Saygılar sunarım.