Mesajı Okuyun
Old 26-01-2007, 01:13   #19
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. çağdaş,
Emlak komisyoncularının yaptıkları sözleşmeler genellikle matbu olup birbirine benzer.. Sözleşmede cayan tarafın karşı tarafın da komisyon ücretini ödeyeceğine dair bir hüküm bulunuyorsa ki; genelde olur. Bu tip şartı Yargıtay Cezai şart kabul etmektedir. (Sözleşmede cezai şart olarak adlandırılmamışsa da) Bu bakımdan bu noktaya dikkat etmenizi öneririm. Bu durumda size bir soru da ben sormak durumundayım. Komisyoncu karşı tarafa düşen komisyon ücretini de talep ediyor mu? Eğer yok ise sorun büyük ölçüde çözülmüştür.

Alıntı:
T.C. YARGITAY
13.Hukuk Dairesi
Esas: 2002/2260
Karar: 2002/2048
Karar Tarihi: 15.04.2002

ÖZET: Taraflar arasındaki sözleşmede, satış bedeli üzerinden her iki tarafın %2'şer nispetinde tellallık ücreti ödeyecekleri satıştan cayılması halinde satıştan cayanın iki tarafın ücretini ödeyeceği belirtilmiştir.
Davacı sözleşmeden döndüğüne göre, her iki tarafın sözleşmede belirtilen satış bedeli üzerinden, tellalın ücretini ödemekle yükümlüdür.

(818 S. K. m. 405)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Karar: Davacı, davalı emlak komisyoncusunun dairesini satmasına aracılık ettiğini, ancak daha sonra bu satıştan vazgeçildiğini öne sürerek, komisyon ücreti olarak ödemek zorunda kaldığı 1.500.000.000 TL. nın istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf, tellallık sözleşmesinden doğmaktadır. Davacı, davalı tellal vasıtasıyla dava dışı İlhan Şahin ile imzaladıkları gayrimenkul satışına dair sözleşmeden daha sonra cayıldığını, bu sözleşmeye göre davalıya verdiği 5.000.000.000 TL.'lık senedin icraya konularak, kendisinden 1.500.000.000 TL tahsil edildiğini bildirip, bunun davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ise, tahsil ettiği miktarın hak ettiği ücrete karşı alındığını savunmuştur. B. K.'nun 405.maddesinde, yaptığı hazırlık veya icra eylediği tavassut, aktin icrasına müncer olunca, tellalın ücrete müstehak olacağı belirtilmiştir. Ancak bu emredici bir hukuk kuralı değildir. Taraflar bunun aksini kararlaştırabilirler.
Taraflar arasındaki sözleşmede, satış bedeli üzerinden her iki tarafın %2'şer nispetinde tellallık ücreti ödeyecekleri satıştan cayılması halinde satıştan cayanın iki tarafın ücretini ödeyeceği belirtilmiştir. Somut olayda davalı, tellalın alıcı ve satıcı bir araya getirdiği ve üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek ücrete hak kazandığı anlaşılmaktadır. Davacı sözleşmeden döndüğüne göre, her iki tarafın sözleşmede belirtilen satış bedeli üzerinden, tellalın ücretini ödemekle yükümlüdür. Mahkemece davalının hak kazandığı ücreti araştırılıp belirlenerek, bundan fazla ücret tahsil edilmişse, o miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesi, şayet davalının tahsil ettiği miktar hak ettiği ücreti karşılıyorsa, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA , peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 15.4.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
( KAYNAK :Av. Talih UYAR )
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************