Mesajı Okuyun
Old 01-09-2010, 08:30   #8
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Defter tutmak ile menkulun hapis edilmesi sizce aynı şey midir?

Bu içtihat yardımcı olacaktır, diye düşünüyorum.

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
Esas : 2004/9522
Karar : 2005/3781
Tarih : 01.01.2005

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili dava dışı borçlu Azim Gıda Makine San. Tic. AŞ.ne ait bir kısım malların davalı yanca icra takibi sonucunda satılarak paraya çevrildiğini; kendilerinin de borçlu aleyhine kira alacağına ilişkin tahliye talepli takip yaptıklarını ve satılan mallar üzerinde İİK.nun 270 ve 271 nci maddeleri ile BK.nun 267 ve devamı maddeleri gereğince hapis hakları bulunduğunu; oysa düzenlenen sıra cetvelinde rüçhanlı olan alacaklarının göz ardı edilerek ilk sıranın davalıya verildiğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İcra Mahkemesi'nce yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacının icra takibinden sonra 14.05.2002 tarihinde hapis hakkının tesisi için talepte bulunduğu, ne var ki icra müdürlüğüne başvurarak bu malların defterini tutturmadığı ve rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatmadığı, hapis hakkı kullanılmadan başlatılan kira alacağına ilişkin takiplerin öncelikli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar Kanunu'nun 267 nci maddesine göre kiralayan, geçmiş bir yıllık ve işleyecek altı aylık kira alacağının teminatını teşkil etmek üzere; kiralanan taşınmazın tefrişatı, tezyinatı ve kiralanandan yararlanmayı kolaylaştırmak üzere hasredilmiş taşınır malları üzerinde hapis hakkını haizdir. Kiralayanın bu hakkı yukarıda açıklanan dönem içinde doğmuş ve doğacak kira alacaklarını teminat altına almak üzere her zaman kullanılabilir.
Aynı yasanın 269 ncu maddesindeki şartların olayda bulunmadığı da dikkate alındığında davacı yanın bedeli paylaşıma konu olan mallar üzerindeki hapis hakkının korunması ve sıra cetvelinde öncelikle yer alması gerekir. Mahkemece malların defterinin tutulmadığı gibi yasada yer almayan bir şartın bulunmadığından bahisle davanın reddinde isabet olmadığı gibi, rehin ve hapis haklarında alacak, söz konusu teminat kapsamında rüçhanlı olup, hiç takibe girişilmese dahi öncelikle ödenmelidir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.04.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.

Kaynak :Hokus Pokus