Mesajı Okuyun
Old 16-02-2007, 13:30   #9
Av. Levent Kıray

 
Varsayılan Tedbir Nafakası: Bir Ara kararı

Benim araştırmama göre, tedbir nafakası bir ihtiyati tedbir değil, ara karardır. Bu ara karar, dayanak boşanma davasının kesinleşmesi ile kalkar. Bu yüzden ancak ilamsız takip yapılabilir ve itiraz hâlinde, bir âdi takip olarak derhal durur.
İyi çalışmalar dilerim.


"Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Beyhan vekili tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye 29.6.1995 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı vekili Bakırköy Altıncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 9.2.1995 tarih, 1994/702 esas sayılı ara kararı ile tayin edilen tedbir nafakasının tahsili için İcra Müdürlüğü’ne başvurmuş ve borçluya muhtıra gönderilmesini istemiştir ve İcra Müdürlüğü’nce talep gibi işlem yapılmıştır. Ara kararı ilam niteliğinde olmadığından harcı ödenmek suretiyle genel haciz yoluyla takip yapılması borçluya 49 örnek ödeme emri tebliği gerekir. Usulüne uygun bir takip yoktur. Bu husus kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilerek muhtıranın iptaline karar verilmek gerekirken, yazılı gerekçeyle hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarda yazılı nedenle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.7.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi." (12.HD. 1995/010722 E. 1995/010480 K. 07.11.1995 T.)
Kaynak=YKD. Ocak-1996 s: 48


"Ara kararı ile verilen tedbir nafakası HUMK.nun 101 ve takip eden maddeleri gereğince bir ihtiyati tedbir kararı değildir. Kaldı ki, alacaklı mahkeme kararını ilamsız icra takibine konu yapmıştır. İİK.nun 66. maddesine göre süresi içerisinde yapılan itirazla icra takibi durur ve icra müdürü de bu madde hükmü gereğince takibi durdurmuştur. Mercice aksine bir karar verilmedikçe ve şikayet yolu ile bu karar kaldırılmadıkça icra müdürü kendiliğinden verdiği karardan rücu edemez." (HGK 2000/12-1145 E. 2000/001159 K. 20.09.2000 K.)