Mesajı Okuyun
Old 05-01-2010, 14:48   #15
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray

Yargıtay'ın görüşünü biliyorum zaten, ben sizin görüşünüzü merak ettiğimdem laf attım.

zaten her içtihat proramında karar var, görüşümün aleyhine daha açık bir karar ekleyeyim.


Örnek:
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi
Esas : 2002/10440
Karar : 2002/12522

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı sebeplerden dolayı davanın kabulüne yönelikolarak verilen hükmün süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü.
Davacı, davalıya borç para verdiğini ve buna ait aralarında "borç alındı makbuzu" düzenlendiğini, davalının borcunu ödeyeceğini söyleyerek elinden belgeyi alıp, sonrada borcunu ödemediğini, elindeki borç belgesinin fotokopisine dayanarak alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %40 inkar tazminatı 1.356.346.800 Tl.nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu ile belgedeki imzanın davalıya ilişkin olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı, davalının isim ve imzasını taşıyan ve üzeri daktilo ile yazılı bir borç senedi fotokopisine dayanmıştır. Davacı borcu ödeyeceğini söyleyerek, davalının senedi istediğini, senedi aldıktan sonrada, cüzdanını evde unuttuğunu bahane ederek gittiğini, borcu ödemediğini söyleyerek senedin hile ile alındığını iddia etmiş ise de, bu iddiasını dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanları ile ispatlayamamıştır. Mahkemece fotokopi belge üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, aslı olmayan bir belgedeki imzanın davalıya ilişkin olup olmadığının saptanmasına hukuken olanak yoktur. Bu sebeple bilirkişi raporuna itibar edilemez. Belge aslı ibraz edilmediği için de, yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemez.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan sebeplerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istem halinde iadesine, 21.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Üstad,

Zaten bu kadar kolay bir soruyu sorduğunuz için karşı yan tereddüde düşüp, Yargıtay kararı aramaya başlamış olabilir. (Diye düşünüyorum)