Mesajı Okuyun
Old 21-09-2018, 17:49   #1
av.cevat

 
Varsayılan İNTİFA-TAHLİYE ve ZAMANAŞIMI

Sayın meslektaşlarım;
İlginç bir dosya ile ilgili görüşlerinize ihtiyaç duymaktayım.
Boşanma davasında taraflar arasındaki protokolü bağlı olarak tapusu B adına kayıtlı gayrimenkulde eski eş yararına (A) “evlenmediği sürece” intifa hakkı tanınıyor. B şahsı “yeniden evlendiği takdirde” de anılan gayrimenkulün 2/1 hissesi müşterek çocuk adına tescil edilmesine karar veriliyor. Karar temyiz edilmeden kesinleşmiş ve tapuya da şerh verilmiş.
B evleniyor ve tapunun 2/1 hissesini çocuk adına tescil ettiriyor.
A 2005 yılında yeniden evleniyor fakat intifanın terkinini kendi isteğiyle yapmıyor.
B terkin için 2005 yılında dava açıyor, davaya bakan meslektaşımızın vefatı nedeniyle davanın sonucundan haber alamıyor. Fakat dava açıldıktan sonra intifa sahibi A, bu hakkını fiili olarak kullanmaktan vazgeçiyor. Dairenin kira gelirleri 2/1 oranında müvekkil ve müşterek çocuk namına yatırılıyor.
2016 yılında A şahsı dairenin müşterek çocuk adına kayıtlı bölümünü çocuğun reşit olacağı güne saatler kala içinde oturan kiracıya velayeten satıyor.
Müvekkil bu durumdan ancak 3 ay sonra, kira bedelinin ısrarla ödenmemesinden dolayı haberdar olabiliyor. Önalım davası açıyor ve davayı kazanıyor. Bu süreçte evin üzerinde intifa hakkı şerhinin halen kayıtlı olduğunu ve satışın bu şerhle birlikte yapıldığını, 2005 tarihinde açılan davanın da halen kesinleşmediğini öğreniyor.
Bu süreçte dosya bize geldi. İntifa hakkının terkini davasının görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle görev yönünden reddedildiğini öğrendik. Dava süresince davalının da mahkemenin görevli olmadığı yönünde savunma yaptığını gördüm. Davayı kesinleştirmek için kararı davalıya tebliğ ettirdik. Davalı fiili olarak intifa hakkını kullanmıyor. Ancak zamanaşımından bahisle davayı temyize taşıdı.
Şuan müvekkil tam malik olmasına karşın, kendisine karşı önalım davası açtığı şahıs halen evde oturmakta, yaklaşık iki yıldır da kira bedeli ödememektedir.
Süreçler birlikte değerlendirildiğinde davalının kötü niyeti açıkça görülüyor. İnfazı mahkeme kararıyla mümkün olan davalarda zamanaşımının davanın kesinleşmesiyle başladığını biliyorum.
Ancak gözden kaçırdığım veya terkin için daha pratik bir çözüm olabilir mi?
İntifanın tapuda kayıtlı olması şahsa tahliye davası açmamıza engel teşkil eder mi?
Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.