Mesajı Okuyun
Old 14-01-2010, 12:08   #1
Av.Hasan Uğur

 
Varsayılan Boşanma davası- Davalının Ölümü- zina -evlilik dışı çocuk - miras

Sayın meslektaşlarım ; Taraflar evli. Müşterek çocukları yok. Koca, sürekli kadını dövüyor ve bir süre sonra evi terk ederek başka bir kadınla birlikte yaşamaya başlıyor. Bu ayrılık ve farklı kadınla yaşama hali yaklaşık 3 yıl sürüyor ve koca şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açıyor. Boşanma davası devam ederken koca kadına " senden çocuk olmuyor, o nedenle ayrıldım " diyor. Bu söz sonrasında kadın da başka bir adamla birlikte yaşamaya başlıyor. Dava devam ederken kocanın yaşadığı kadından bir çocuğu oluyor, bu arada kadın da birlikte yaşadığı adamdan hamile kalıyor ve bu nedenle son duruşmalara gitmiyor.
Dava, kocanın kusurlu olması nedeniyle reddediliyor. Davanın reddinden kısa bir süre sonra kadın doğum yaparken ölüyor. Boşanma kararı henüz tebliğe verilmemiş.
Ölen kadının kardeşi, kadının çocuğuna kayyum atanıyor ve nesebin düzeltilmesi için kayyum dava açıyor. Çocuğun babasının , evlilik dışı yaşadığı adam olduğu tespit ediliyor.
Aslında kadının da evliliğinde gözü yok ve bir başka adamla birlikte yaşayarak evliliği sürdürmek istemediğini eylemli olarak açıklamış. Ancak duruşmada " adamı süründürmek " düşüncesi ile boşanmak istemediğini söylemiş.
Kadına, babasının sağlığında müteahhide verdiği bir arsadan 3 daire düşüyor. Boşanmak isteyen kocası, " ben mirasçıyım, dairelerden ben de pay isterim " diyor.
Kadın inat edip boşanmak istemiyorum demese boşanacaklar ve adam mirasçı olmayacaktı. Sürekli döverek sonrasında da evi terkedip başka bir kadınla birlikte yaşayıp çocuk sahibi olan, boşanma davası açarak üstü kapalı " seni ve senden gelecek hiç bir şeyi istemiyorum " diyen adamın kadının mirasçısı olması düşündürücü.
Medeni yasanın 181/2.maddesi, boşanma davası devam ederken davacının ölmesi ve bu durumda davalının mirasçılığını düzenlemiş ancak, dava devam ederken davalının ölmesi ve davacının mirasçılığını düzenlememiş.
Kanun koyucu bu durumu unutmuş mu ? yani bir yasa boşluğu mu var ? Yoksa davalının ölmesi durumunda davacının mirasçı olamayacağını üstü kapalı kabul mü etmiş ? Bu da değilse birlikte yaşarken yapmadığını bırakmayan koca, kadının mirasçısı olabilecek mi ? Hukuk mantık işidir ve mantıksız bir şey hukuka uygun olamaz. Burada kocanın mirasçılığı bana mantıksız geliyor. Sizce mantıklı mı ?