Mesajı Okuyun
Old 08-05-2007, 12:54   #25
Admin

 
Varsayılan

Elbette reklam yasağını savunmak da saygı duyulacak bir görüştür, kalkması gerektiğini belirtmek de. Ben her iki görüşü ileri süren meslektaşları da (genellikle) anlıyorum.

Ancak yine de anlamadığım bir şey var: Mesela reklam yasağının kalkması gerektiğini, eski, tanınır, bilinir, ünlü avukat ve hukuk bürolarının bu yasağı kendilerine kalkan yaptıklarını, yasaktan en çok genç avukatların etkilendiğini ve "pazarın" (tabir benim değil!) büyük bürolara kaydığını savunan genç meslektaşlarımız, nasıl oluyor da bu yasağın aslında onların sel sularına kapılmalarını engelleyen en büyük baraj olduğunu göremiyorlar?

Bu meslektaşlarımız zor bir durumda, orası kesin. Müvekkil bulmakta zorluk çekiyorlar, reklam yapamıyorlar, bürolarında çaresizlik içinde oturup kimsenin gelmediğini görmek, herkesin daha tanınır, bilinir, çevre edinmiş avukatlara gitmesi ve bunu tersine çevirmek için hiçbir şey yapamamak onlara mutlaka ki hayal kırıklığı ve kızgınlık olarak yansıyor. Hatta eminim "şu reklam yasağı olmasa da hürriyet gazetesine bir seri ilan versem, 'boşanma davalarınınız en hızlı şekilde sonuçlandırılır' desem, en azından 5-6 kişi arasa, birinin davasını alsam, bu ayın yazıhane masraflarını çıkarsam" düşüncesiyle reklam yasağının kalkması gerektiğini düşünen meslektaşlarımız da az değildir.

Ama bana öyle geliyor ki, bu kızgın ve genç meslektaşlarımız o barajı yıkıp, suları serbest bıraktığımızda o kızdıkları, piyasayı ele geçirmekle suçladıkları eski, büyük, tanınır, bilinir, ünlü ve paralı avukat ve hukuk bürolarının aynı silahları (ve üstelik daha pahalı ve daha yüksek kalibreli olanlarını!) onlara karşı daha etkili kullanacaklarının farkında değiller sanki?

Evet reklam yasağı kalktığında Hürriyet gazetesine 200-YTL harcayıp, "boşanma davalarının en hızlı şekilde sonuçlandırılır - Av.Ali Yılmaz 0-532-555 55 xx" ilanı verebilirsiniz ve ilk ilanınıza da 1-2 telefon eden çıkar mutlaka. Ama ertesi günkü Hürriyet Gazetesinde Türkiye'nin büyük, ünlü, büyük holdinglerin Trilyonluk davalarını yüz milyarlık vekalet ücretleri ile alan hukuk bürolarından birinin de şu TAM SAYFA ilanı verebileceğinizi unutmayınız:

"Siz hala babanızın avukatı ile mi çalışıyorsunuz? Türkiye'nin en büyük hukuk bürosu olan HEPKAZANIR HUKUKİ DANIŞMANLIK A.Ş. 4532 maaşlı avukatı, 900 özel dedektifi, 80 terapist ve psikoloğu, 876 ceza davası olan müvekkilerimize tahsis ettiğimiz yakın güvenlik görevlisi ve toplam 16433 personeli ile her davanızı en hızlı şekilde sonuçlandırır. Üstelik sadece bu aya özgü %50 vekalet ücreti indirimi ile davalarınıza ailenizin avukatından bile ucuza bakıyor ve üstelik kazanamazsak para iade garantisi veriyoruz. Bonuscard'a özel 30 taksit, Worldcard'a 5000 Vadaa puanı ve davanızın olduğu gün adliyeye evinizden limuzinle servis da hediyemiz. HEPKAZANIR HUKUKİ DANIŞMANLIK AŞ BİR GENEKAZANDIK HOLDİNG KURULUŞUDUR. "

Bu tam sayfa ilanlar çıkmaya başladığında sizce kaç kişi artık sizin seri ilanlarınızı aramaya devam edecektir? Ben aramazdım ve hatta ben yazıhanemi de kapatır, gider kendi davalarımı bile HEPKAZANIR AŞ'ye verirdim! Sizi bilemiyorum..

Aslında çok da uzağa gitmeye gerek var mı bilemiyorum: Reklam yasağının olmadığı ABD örneğini biraz yakından inceleyenimiz var mı? ABD'de kaç yeni hukuk mezunu fakülteyi bitirdikten sonra gidip kendi bürosunu açarak serbest avukatlık yapabiliyor. ABD'de kaç tane tek başına küçük bir büroda çalışabilen avukat var, kaç müvekkil bir davası olduğunda bir arkadaşından tavsiye alıp, sokağın köşesindeki avukata gidiyor? Benim bildiğim ABD'de büyük hukuk büroları tüm "piyasayı" (tabir hala benim değil!) yutmuş durumda ve kendi başına çalışmaya kalkışan küçük avukatların yaşama şansı çok küçük. Herkes mecburen büyük bir büroda maaşlı olarak işe başlayıp, yıllarca süründükten sonra o büronun ortağı olma teklifi alma hayali ile yaşıyor. Hiç kimse Washington Post'a verdiği 2 satırlık seri ilanla zengin olmuyor, ya da o büyük hukuk büroları ile rekabet edemiyor. Benim bildiğim bu, yanlış biliyorsam lütfen beni düzeltiniz.

Bu tabloya baktığımda bana öyle geliyor ki, reklam yasağı en çok genç ve mesleğe yeni başlamış meslektaşlarımız tarafından eleştirilirken, aslında bu yasağı en çok savunması gereken onlar. Büyük bir hukuk bürosunun sahibi, işlerini oturtmuş, büyük şirketlerin büyük davalarını büyük vekalet ücretleri ile alan bir meslektaşımızın reklam yasağının ne varlığından, ne yokluğundan etkileneceğini sanmıyorum. Hatta bu yasağın kalkmasının onun işlerini büyütmesini ciddi olarak kolaylaştırabileceğine de inanıyorum. Ve böyle bir meslektaşımızın bu yasağın kalkması gerektiğini ileri sürmesini de anlayabiliyorum (desteklemiyorum ama anlıyorum). Ama fakülteden yeni mezun olmuş, hiçbir finansal desteği olmayan genç bir meslektaşımızın inatla o muazzam barajı yıkmaya gayret edip, arkasından gelecek ve kendisini kapıp götürecek o büyük sel baskınını görmezden gelmesini anlayamıyorum.

Birilerini gücendirdiysem affola, öyle bir amacım yoktu, sadece samimi duygularımı paylaşmak istedim.