Mesajı Okuyun
Old 24-03-2010, 03:54   #2
Avukat Ali TÜRKER

 
Varsayılan Ruhsatsiz Sİlah Bulundurma-mahkumİyet-hÜkmÜn AÇiklanmasinin Gerİ Birakilmasi-ruhsat

Alıntı:
Yazan gülnihal çevik
Müvekkil hakkında ruhsatsız silah taşımaktan dava açılıyor ve dava Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ile sonuçlanıyor.
Müvekkil, ruhsatlı silah için başvuru yapıyor.
Tüm şartlar tamam.
Mahkeme kararının onaylı sureti de ekleniyor.

Yaptığım araştırmada, HAGB durumunda ortada bir karar olmadığından silah ruhsatına etki etmeyeceğini öğrenmiş ve müvekkile bildirmiştim.
Şimdi ise GBT kaydı mevcut olduğundan dolayı sorun çıkacağını öğrenen müvekkil konuyu araştırmamı istedi ama herhangi bir yerde başkaca açıklama bulamadım.

Müvekkilin GBT kaydı, HAGB durumunda silinebilir mi?
HAGB kararı silah ruhsatına etki etmez demiştim, hatalı mıyım?

Teşekkürler, iyi çalışmalar.

Sayın meslektaşım, suçun işlendiği tarih ve HAGB kararının itiraz süresinin geçmekle kesinleştiği tarihi belirtmemisiniz, bunlar önemli olmakla birlikte, mahkumiyetin değişen yasalarımıza göre verilmiş olduğuna, müracaatını da yenice yaptığına göre tafsilata girmeden mevcut yasaların uygulanacağını düşünmek gerek. Bu konu hayli tartışmalı da olsa ben 6136 sayılı yasanın açıkça yasakladığı durumlara ve yasaklamadığı hatta hak olarak dahi düzenlediği yasa hükmüne dikkat çekmek istiyorum.

Madde 13 - (Değişik madde: 12/06/1979 - 2249/8 md.;Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./156.mad)
Bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satın alan veya taşıyanlar veya bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

Yasa somut olaya uygulanmış.

Ek Madde 7 - (Değişik madde: 22/11/1990 - 3684/4 md.)
Silah ruhsatı almasında mani hali bulunmayan her Türk vatandaşı bulundurmak maksadıyla silah satın alabilir. Bulundurma ruhsatı mesken yada iş yerinde bulundurmak üzere iki şekilde verilir.

Bu yasa hükmü de her Türk Vatandaşına engel hali yok ise demek suretiyle bulundurmak maksatlı silah ve ruhsatını hak olarak öngörmüştür.

Yasanın hak gördüğü, hatta açıkça yasalarla sınırlandırılmamış bir durumun engellenmesinin de ancak yasalar ile sağlanılması gerekliliğini tartışmaya dahi gerek yok sanırım. 6136 sayılı yasada, ruhsatsız silah bulundurmak suçundan mahkum olanlara dair bir düzenleme de göremiyoruz. Kaldı ki müvekkiliniz hakkında, şekli bir yargılama yapılıp maddi hukuk aleminde sonuç doğuracak bir karar verilmemiştir. HAGB kararı, malumunuz olduğu üzere mahkumiyetin sonuçlarını doğurmayacaktır.
Burada gereksiz ayrıntıya girmeden yönetmelikle getirilen bir takım düzenlemelere göz atabiliriz.

RUHSAT VERİLMESİNİ ENGELLEYEN HALLER
Madde 16- (Değişik:02/04/1997-97/9510 K.)
(Değişik birinci cümle:25/10/2000 2000/1550 9.Md) Kanunun 7 nci maddesinin (1) numaralı bendinde sayılanlar hariç aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir.
a) Ateşli silahla işlenen cürümlerden hükümlü bulunanlar,
b) (Değişik:25/10/2000 2000/1550 9.Md) Ruhsatlı silahıyla suç işleyenler veya silahın muhafazasındaki ihmal ve kusuru neticesi başkaları tarafından bir suç işlenmesine veya intihar ya da intihara teşebbüs edilmesine neden olanlar,
c)Haklarında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesinin uygulanması nedeniyle kamu davası açılmamış olsa bile, zorunlu olmadığı halde meskun bir mahalde veya civarında ya da umuma mahsus yol üzerinde veya bu yola doğru silah atanlar ile bu suçların birinden mahkum olanlar,
d)Taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlar, (6831 sayılı Orman Kanununun 108. Maddesinden yargılanıp hüküm giyenler bu bent kapsamında değerlendirilir.)
e) (Değişik:13.06.2002/24784) Taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar,
f)Uyuşturucu ve psikotrop maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç etme ya da bu fiillere teşebbüs etme, satma, satışa arz etme, satın alma, bulundurma, herhangi bir şekilde başkasına devretme veya devralma, sevk veya nakletme, alınıp satılmasına veya devrine ya da her ne suretle olursa olsun tedarikine vasıta olma suçlarından biriyle mahkum olanlar,
g)Ruhsatlı silahını geçici de olsa başkalarına verdikleri için hüküm giyenler,
h) ( Danıştay 10.Dairesinin 27.03.2003 tarih ve Esas No:2001/2044 Karar No:2003/1135 sayılı kararı ile (h) bendinin iptaline karar verilmiştir.)
ı)Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı silahlardan birini kullanmak suretiyle suç işleyen ve bu suçtan dolayı hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar,

i)Ruhsatların veriliş nedenleri ortadan kalktığı halde durumu ruhsatı veren makama altı ay içinde bildirmeyen ruhsat sahipleri,
j)Kanunun Ek 1 inci maddesinde belirtilen ateşli silah taşınması yasak yerlerde silah taşıyanlar,
k)Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü demirbaşına kayıtlı silahları amacı dışında kullananlar,
l) (Değişik:25/10/2000 2000/1550 9.Md) Mahkeme kararı ile ya da haklarında verilen mahkumiyet kararının sonucu olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden tart veya ihraç edilenler, rütbesinin geri alınmasına hükmolunanlar ile 926 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin (c) bendi, 3269 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve 3466 sayılı kanunun 15 inci maddesi uyarınca disiplinsizlik veya ahlaki durum sebebiyle ayırma işlemine tabi tutulanlar, 3269 sayılı Kanunun 12 nci maddesi uyarınca başarısız görülenler ile 3466 sayılı Kanunun 13 ve 16 ncı maddeleri uyarınca ilişikleri kesilenler veya 1402 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince emekli edilenler ile disiplin kurulları veya mahkeme kararıyla meslekten veya devlet memurluğundan çıkarılanlar ya da haklarında verilen mahkumiyet kararı sonucu memuriyetle ilişiği kesilenler veya sicilen ya da 1402 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince emekli edilenler,
m)Kısıtlı olanlar ile kamu hizmetinden yasaklılar,
n)Akıl hastası veya psikolojik ve nörolojik rahatsızlıkları olanlar,
o)21 yaşını bitirmemiş olanlar.
(Değişik: 02.12.1999 99/13749 10.Md) Yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h), (ı) ve (i) bentleri kapsamına girenler, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Bu fıkra hükmü 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükümlerine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmaz.
Birinci fıkranın (j) bendi kapsamına girenlerin silah taşıma ruhsatları bulundurmaya çevrilir ve kendilerine bir daha taşıma ruhsatı verilmez.
(Ek fıkra: 02.12.1999 99/13749 10.Md)Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.
Bu madde de belirtilen mahkumiyet, kesinleşmiş mahkumiyettir.
Bu madde hükümlerinin uygulanmasında, mahkemelerce verilen hürriyeti bağlayıcı cezalar paraya çevrilmiş olsa dahi, hürriyeti bağlayıcı ceza esas alınır.


Sayın meslektaşım, müvekkilinizin HAGB kararının dayandığı yasal ve fiili nedenler ile yukarıdaki yasa ve yönetmelik hükümlerini karşılaştırmanızı, somut olaya uygun olan hükümlere göre sonuca ulaşmanızı bir kanaat olarak öneririm. Zira müvekkilinizin sıfatını, nerede taşıdığından dolayı HAGB kararına muhatap olduğunu, mahkemenin gerekçelerini mevzuat karşısında bilmekve ona göre tartışmak gerekir. Zira yasa, bazı hallerde yargı kararının kesinleşmesine kadar ifadesini kullanmaktadır. Her ne kadar mahkeme hükmü açıklamamış ve açıklamayı ertelemiş ise de müvekkilinizin denetim süresinde bir başka suç işlemeyeceğini, sonuçta mahkemenin de hapis cezası vermeyeceğini kimse garanti edemeyecektir. Bir taraftan yasa ile engellenmeyen bir hak durumu var, diğer taraftan da somut olaya göre değerlendirilmesi gereken mahkeme karaının dayandığı fiili ve yönetmelikte belirlenen hukuki durum var. Bu hususları dikkatle ele alıp sonuca varmak gerektiği kanaatindeyim...
Az da olsa fikir vermesi dileğimle selamlar...